İdari davalar, İdare; kamu gücünü kullanma yetkisine sahip olan devlet kurumlarının, toplumsal düzeni sağlamak ve bireylerin ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla gerçekleştirdiği faaliyetlerin bütünüdür. Bu faaliyetler çerçevesinde idare, hem çeşitli idari işlemler tesis eder hem de zaman zaman fiilî idari eylemler gerçekleştirir.
Her ne kadar idari işlem ve eylemlerin hukuka uygun olduğu varsayılsa da, uygulamada bu faaliyetler bazen hukuka aykırı sonuçlar doğurabilmekte; hatta bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlaline yol açabilmektedir. Bu tür ihlaller karşısında bireylerin başvurabileceği hukuki denetim mekanizması, idari yargıdır.
İşte bu çerçevede, bireylerin idarece tesis edilen hukuka aykırı işlemlerin iptali ya da idari eylemler nedeniyle uğradıkları zararların tazmini amacıyla idari yargı mercileri nezdinde açtıkları davalara “idari dava” adı verilir.
Örneğin;
- Bir üniversite öğrencisinin, sınav sonuçlarına ilişkin işlemin iptali talebiyle açtığı dava,
- Bir kamu görevlisinin disiplin cezasının kaldırılması için başvurduğu dava,
- Memur atama veya yer değiştirme işlemlerine karşı açılan davalar,
- Belediyelerce verilen ruhsat iptali ya da yıkım kararlarının iptali talepleri…
Tüm bu uyuşmazlıklar idari dava niteliğindedir ve idari yargı tarafından karara bağlanır.
İdari yargılama, adli yargıdan farklı olarak İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) hükümlerine tabidir. Bu yargılamalarda genel olarak yazılılık usulü vardır ancak duruşmada talebe ve bazı durumlara göre yapılabilmektedir. Mahkemeler çoğunlukla dosya üzerinden karar verir. Ayrıca idari davaların açılabilmesi için kanunda öngörülen kesin süreler bulunmakta olup, bu sürelerin kaçırılması durumunda dava açma hakkı ortadan kalkmaktadır.
Her ne kadar Türk hukuk sisteminde avukatla temsil zorunlu olmasa da, idari davaların yüksek teknik içeriği, davanın sağlıklı yürütülebilmesi için profesyonel destek alınmasını neredeyse zorunlu kılar. Zira bir idari işlemin hukuka aykırılığının tespiti; işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarının ayrı ayrı irdelenmesini gerektirir. Ayrıca hangi dava türünün açılacağı, uygulanacak normların tespiti ve sürelere riayet edilmesi gibi konular, uzmanlık bilgisi gerektiren hususlardır.
İdari Dava Türleri Nelerdir?
İdari yargı, bireylerin kamu otoritesi tarafından tesis edilen işlem veya eylemler nedeniyle uğradıkları hak ihlallerine karşı başvurabildikleri özel bir yargı koludur. Bu yargı alanında açılabilecek davalar, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 2. maddesi kapsamında üç ana kategoriye ayrılmıştır:
1. İptal Davası
İptal davaları, bir idari işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, bu işlemin iptali talebiyle açılan davalardır. İptal davası açılabilmesi için, dava konusu işlemin bireyin meşru ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerekir.
Bu dava türünde idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu veya amaç unsurlarından herhangi birinde hukuka aykırılık bulunması yeterlidir. Örneğin; bir öğretmenin hukuka aykırı şekilde yer değiştirmesi ya da bir vatandaşın ruhsat başvurusunun keyfi şekilde reddedilmesi iptal davasının konusunu oluşturabilir.
2. Tam Yargı Davası
Tam yargı davaları, bir idari işlem veya eylem nedeniyle bireyin kişisel haklarının ihlali sonucu doğan maddi ya da manevi zararların tazmini amacıyla açılır. Bu tür davalar genellikle;
- Kamulaştırmasız el atma,
- Haksız gözaltı,
- Kamu görevlilerinin ihmali veya hatasıyla doğan zararlar gibi durumlarda karşımıza çıkar.
Tam yargı davası açılmadan önce idareye başvurma şartı vardır bu sebeple ilk olarak idareye başvurulması gerekmektedir.
3. İdari Sözleşmelerden Doğan Davalar
İdare ile özel kişiler arasında kamu hizmeti yürütülmesi amacıyla yapılan sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklar bu kapsamda değerlendirilir. Bu sözleşmelere örnek olarak; yap-işlet-devret projeleri, kamu-özel ortaklıkları veya imtiyaz sözleşmeleri gösterilebilir.
Ancak bu davalarda tahkim şartı öngörülmüşse, uyuşmazlık idari yargının değil, tahkim mercilerinin yetkisine girer.
İdari Yargının Sınırları ve Yetki Alanı
İdari mahkemelerin yetkisi idari işlemlerin ve eylemlerin hukuka uygunluğunu denetlemekle sınırlıdır. Mahkemeler, idarenin yerindelik (kamu yararı açısından uygunluk) denetimini yapamaz; yani idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak, kamu hizmetinin nasıl yürütüleceğine dair karar veremezler.
Ayrıca, Cumhurbaşkanının doğrudan yaptığı işlemler (örneğin atama kararları veya yürütme faaliyetine ilişkin bireysel düzenlemeler) idari yargı denetiminin dışındadır.
Dava Açmadan Önce Ne Yapılmalı?
İdari dava açılmadan önce dikkat edilmesi gereken en önemli husus, dava konusunun bir işlem mi yoksa bir eylem mi olduğunun doğru şekilde tespit edilmesidir. Çünkü bu ayrım davalar için açılma süresi ve diğer hususları özellikle de uygulanacak yargılama yöntemini doğrudan etkiler.
İdari yargıda yazılı usul esastır; inceleme çoğu zaman evrak üzerinden yapılır. Ancak bazı istisnai durumlarda duruşma yapılması mümkündür.
Uzman Avukatla Süreci Takip Etmenin Önemi
Her ne kadar idari davalarda avukatla temsil zorunlu olmasa da, bu tür davalar yüksek teknik bilgi gerektirir. Bir işlemin hukuka uygunluğunu yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden değerlendirmek; usul hatası yapmadan doğru dava türünü seçmek ciddi bir hukuki donanım ister. Bu nedenle idari dava sürecinin, idare hukuku alanında uzman bir avukat rehberliğinde yürütülmesi, hak kayıplarının önüne geçilmesini sağlar.
İdari Dava Nerede Açılır?
İdari yargıda dava açılırken en temel meselelerden biri, yetkili mahkemenin doğru tespit edilmesidir. Zira yetkisiz bir mahkemede açılan davalar, usulden reddedileceği gibi zaman kaybına da neden olur. İdari davalarda yetki kural olarak, idari işlemi ya da sözleşmeyi tesis eden idari merciin bulunduğu yer esas alınarak belirlenir. Ancak bazı özel durumlar için istisnai yetki kuralları da mevcuttur.
Genel Yetkili Mahkeme
İdari işlemin veya idari sözleşmenin tesis edildiği yer esas alınır. Bu kapsamda:
- Genel kural olarak, dava konusu işlemi yapan idari makamın bulunduğu yerdeki idare mahkemesi yetkilidir.
- Vergiyle ilgili uyuşmazlıklarda, ilgili vergi dairesinin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesi yetkili olur.
- Bazı durumlarda işlemi doğrudan bakanlık tesis etmişse ve merkezi işlem niteliği taşıyorsa, bu işlemlere karşı açılacak davalar Danıştay’da ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür.
Özel Yetki Kuralları
İdari yargıda bazı konular için özel yetki kuralları belirlenmiştir. Bunlar arasında en çok karşılaşılanlar şunlardır:
- Kamu görevlilerinin atanması ve nakillerine ilişkin davalar, kişinin yeni göreve atandığı yer veya eski görev yeri idare mahkemesinde açılabilir. Bu konuda davacıya seçim hakkı tanınmıştır.
- Görevden çıkarılma, emeklilik, görevden uzaklaştırma gibi işlemlere ilişkin davalarda ise, yetkili mahkeme kamu görevlisinin son görev yaptığı yerin idare mahkemesidir.
- Disiplin cezaları, kıdem ilerlemesi, kademe yükselmesi, intibak, sicil, maaş gibi özlük haklarıyla ilgili davalar, kamu görevlisinin fiilen görev yaptığı yer idare mahkemesinde açılır.
- Mahalli idarelerin (örneğin belediye veya il genel meclisi gibi) organlarının veya bu organlara seçilen kişilerin görevden uzaklaştırılmasına ilişkin işlemlere karşı açılacak davalarda da yetkili mahkeme, ilgili kişinin görev yaptığı yerdir.
İdari davalarda yetki kuralı teknik bir mesele olduğu için, dava açmadan önce işlemin niteliğinin, tesis yerinin ve konusunun dikkatle değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle idare hukuku konusunda uzman bir avukatla hareket edilmesi, hem sürenin kaybedilmemesi hem de dosyanın usulden reddedilmemesi açısından büyük önem taşır.
İdari Dava Açma Süreci ve Süreler
İdari davalarda en kritik unsurlardan biri, dava açma süresine riayet edilmesidir. Zira idare hukukunda bu süreler hak düşürücü nitelik taşıdığından, süresi içinde açılmayan davalar, mahkemelerce esasa girilmeden reddedilir.
Genel olarak, bir idari işlemin ilgili kişiye yazılı olarak tebliğ edilmesinden itibaren işlemeye başlayan süreler şu şekildedir:
- İdare Mahkemelerinde dava açma süresi 60 gündür.
- Vergi Mahkemelerinde bu süre daha kısa olup, 30 gündür.
- Özel düzenlemeye tabi bazı alanlarda (örneğin disiplin kurulları, kamu ihaleleri, vs.) ise ilgili özel kanunlarda belirtilen süreler uygulanır.
Bu süreler, işlem tebliğ edildikten sonra işlemeye başlar ve son gün mesai bitiminde sona erer. Tatil gününe denk gelmesi durumunda, süre bir sonraki iş günü sona erer. Ancak hatırlatmak gerekir ki, süreye uyulmaması durumunda, mahkeme tarafından “süre aşımı” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilir.
Diğer Makalelerimize ulaşmak için tıklayınız.
Diğer Makalelerimize ulaşmak için tıklayınız.
İdari Davalar Ne Kadar Sürer?
İdari davaların sonuçlanması davanın türüne, delil durumuna ve ilgili mahkemenin iş yoğunluğuna göre farklılıklar gösterir. Ancak genel uygulama çerçevesinde ilk derece idare mahkemelerinde bir dava ortalama olarak 8 ay ile 1 yıl arasında sonuçlanmaktadır.
Davanın istinaf ya da temyiz edilmesi halinde ise:
- Bölge İdare Mahkemesi süreci yaklaşık 6-8 ay,
- Danıştay incelemesi ise ortalama 8 ay ila 1 yıl sürebilmektedir.
Dolayısıyla bir idari davanın tüm yargı aşamalarının tamamlanması, somut olaya göre değişmekle birlikte 2-2,5 yıla kadar uzayabilir.
Ancak belirtmek gerekir ki bazı davalar (örneğin yürütmenin durdurulması talepli işlemler) öncelikli incelemeye tabi olabilir ve daha kısa sürede neticelenebilir.
İdari Dava Dilekçesi Nereye Verilir?
İdari davalarda dava sürecinin ilk ve en önemli adımı, dava dilekçesinin doğru merciye sunulmasıdır. Peki bu dilekçe nereye verilir?
Kişinin bulunduğu yerde İdare Mahkemesi veya Vergi Mahkemesi varsa, dava dilekçesi doğrudan ilgili mahkemeye elden teslim edilebilir. Dilekçeyle birlikte, gerekli yargı harçları ve gider avansı da yatırılarak dava resmen açılmış olur. Açılacak davaya ilişkin toplam harç ve gider kalemleri, dava öncesinde mahkeme kaleminden veya uyap üzerinden sorgulanabilir.
Eğer kişinin ikamet ettiği yerde idari yargı teşkilatı yoksa, yani İdare ya da Vergi Mahkemesi bulunmuyorsa, dava dilekçesi o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla ilgili idari yargı merciine ulaştırılmak üzere sunulabilir. Bu durumda, dilekçe Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yetkili mahkemeye gönderilir ve dava açılmış sayılır.
Dilekçenin Hazırlanması ve Teslim Süreci
İdari davalarda sunulacak dilekçe, en az iki nüsha olarak hazırlanmalıdır. Bir nüshası mahkeme dosyasına konulurken, diğer nüsha ilgili idari kuruma tebliğ edilmek üzere kullanılır. Dilekçede; işlemin iptali ya da tazminat talebi net şekilde ifade edilmeli, olayın özeti, hukuki dayanaklar ve deliller açıkça yer almalıdır.
Ancak, idari yargılamada usul hatalarının telafisi oldukça güçtür. Sürelerin kısa olması, dilekçede gösterilecek unsurların teknik detaylar içermesi ve işlemin hukuka aykırılığının doğru şekilde ifade edilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, bu sürecin bir idare hukuku avukatı rehberliğinde yürütülmesi büyük önem taşır. Avukat aracılığıyla dava açmak zorunlu olmasa da, hatasız bir dilekçe ve eksiksiz başvuru süreci, davanın seyri açısından belirleyici olabilir.
İdari Davalarda Avukat Tutmak Zorunlu Mu?
Türk hukuk sisteminde bazı dava türlerinde avukatla temsil zorunlu olsa da, bu zorunluluk ceza yargılaması gibi sınırlı alanlarda ve belirli koşullarda geçerlidir. İdari yargı bakımından ise avukat tutma mecburiyeti bulunmamaktadır. Yani kişiler, idari işlemlere karşı bireysel olarak da dava açabilir ve süreci yürütebilir.
Ancak idari yargılamanın, usul kurallarının sıkı olduğu, teknik bilgi ve yorum gerektiren bir yargı türü olduğu unutulmamalıdır. İşlemin iptal edilebilirliğinin unsurlar bazında değerlendirilmesi, sürelerin kaçırılmaması, dava dilekçesinin usulüne uygun hazırlanması gibi pek çok hassas aşama, sürecin profesyonel bilgiyle yürütülmesini gerektirir.
Özellikle Danıştay gibi yüksek yargı mercilerinde görülen davalarda, avukat aracılığıyla temsil edilmek, dosyanın hukuki dayanaklarla daha güçlü sunulmasını ve hak kayıplarının önüne geçilmesini sağlar. Ayrıca, istinaf ve temyiz gibi üst dereceli aşamalarda, avukatın sürece katkısı daha da belirgin hale gelir.
Sonuç Olarak:
Her ne kadar idari yargıda avukatla temsil zorunlu olmasa da, hak kayıplarını önlemek, dava sürecini etkin biçimde yürütmek ve işlemin hukuka aykırılığını doğru şekilde ortaya koymak adına bir idare hukuku avukatıyla ilerlemek büyük önem taşır.
İptal Davası Dilekçesi Örneği
…… İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
(Sayın Mahkemeye sunulmak üzere)
DAVACI : Ahmet Yılmaz
T.C. Kimlik No : 12345678901
Adres : Örnek Mah. Dava Cad. No:12/5 Çankaya / ANKARA
DAVALI : Milli Eğitim Bakanlığı
Adres : Bakanlıklar / ANKARA
KONU : Hakkımda tesis edilen 23.04.2025 tarihli, 2025/316 sayılı kınama cezasının iptali talebidir.
AÇIKLAMALAR :
Tarafıma tebliğ edilen 23.04.2025 tarihli disiplin cezası işlemi, hukuka aykırıdır.
Disiplin soruşturmasında tarafıma savunma hakkı tanınmamış; tanık beyanlarına dayalı değerlendirme yapılmasına rağmen bu tanıklarla yüzleşme imkânı verilmemiştir.
Bu yönleriyle idarenin tesis ettiği işlem, hukuki güvenlik ve savunma hakkı ilkesine açıkça aykırıdır.
İdari işlemin yetki, şekil ve sebep unsurları bakımından sakat olduğu açıktır.
HUKUKİ NEDENLER : 2577 sayılı İYUK, 657 sayılı DMK ve ilgili mevzuat
DELİLLER : Disiplin cezası kararı, savunma istem yazısı, tanık ifadeleri vs.
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz edilen nedenlerle, hukuka aykırı olarak tesis edilen kınama cezasının iptaline karar verilmesini arz ederim.
Tarih
İsim – İmza
Tam Yargı Davası Dilekçesi Örneği
…… İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
DAVACI : Mert Alkan
T.C. Kimlik No : 23456789012
Adres : Yıldız Mah. Bahar Sk. No:8 Merkez / MUĞLA
DAVALI : Muğla Büyükşehir Belediyesi
Adres : Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı / MUĞLA
KONU : Mülkiyeti şahsıma ait olan taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atılması nedeniyle uğradığım zararın tam yargı davası yoluyla tazmini istemidir.
AÇIKLAMALAR :
Mülkiyeti tarafıma ait olan, Muğla ili, Merkez ilçesi, 136 ada, 5 parselde kayıtlı taşınmaz, herhangi bir kamulaştırma kararı ya da bedel ödemesi yapılmaksızın davalı idare tarafından park ve yürüyüş yolu yapımı amacıyla fiilen kullanıma açılmıştır.
Taşınmazın bir kısmı kamu hizmetine tahsis edilmiş; bu durum tapu kayıtları ile fiili kullanım arasında ciddi çelişkiye yol açmıştır. Herhangi bir kamulaştırma işlemi tesis edilmeden yapılan bu müdahale, hem mülkiyet hakkımı ihlal etmiş hem de malvarlığımda doğrudan eksilmeye yol açmıştır.
Yargıtay’ın ve Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, kamulaştırmasız el atma durumlarında, taşınmaz maliki idareden bedel talep etme hakkına sahiptir.
HUKUKİ NEDENLER : 2577 sayılı İYUK, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, Anayasa’nın 35. maddesi, AİHS m.1
DELİLLER : Tapu kaydı, hava fotoğrafları, belediyeye yazılan bilgi edinme dilekçeleri, ekspertiz raporu, tanık beyanları vs.
SONUÇ VE TALEP : Kamulaştırmasız el atma nedeniyle maliki bulunduğum taşınmazın kullanımından kaynaklanan 145.000 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini arz ve talep ederim.
Tarih
Mert Alkan – İmza
İdari Sözleşmeden Doğan Dava Dilekçesi Örneği
…… İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
DAVACI : Mert Alkan
T.C. Kimlik No : 23456789012
Adres : Yıldız Mah. Bahar Sk. No:8 Merkez / MUĞLA
DAVALI : Muğla Büyükşehir Belediyesi
Adres : Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı / MUĞLA
KONU : Mülkiyeti şahsıma ait olan taşınmaza davalı idare tarafından **kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atılması** nedeniyle uğradığım zararın **tam yargı davası yoluyla tazmini** istemidir.
AÇIKLAMALAR :
Mülkiyeti tarafıma ait olan, Muğla ili, Merkez ilçesi, 136 ada, 5 parselde kayıtlı taşınmaz, herhangi bir kamulaştırma kararı ya da bedel ödemesi yapılmaksızın davalı idare tarafından park ve yürüyüş yolu yapımı amacıyla fiilen kullanıma açılmıştır.
Taşınmazın bir kısmı kamu hizmetine tahsis edilmiş; bu durum tapu kayıtları ile fiili kullanım arasında ciddi çelişkiye yol açmıştır. Herhangi bir **kamulaştırma işlemi tesis edilmeden yapılan bu müdahale**, hem mülkiyet hakkımı ihlal etmiş hem de malvarlığımda doğrudan eksilmeye yol açmıştır.
Yargıtay’ın ve Danıştay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, kamulaştırmasız el atma durumlarında, taşınmaz maliki idareden **bedel talep etme hakkına sahiptir.** Bu çerçevede, taşınmazımın güncel piyasa değeri doğrultusunda tazminat ödenmesi talebinde bulunma zarureti doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER :
2577 sayılı İYUK, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu, Anayasa’nın 35. maddesi, AİHS m.1
DELİLLER :
Tapu kaydı, hava fotoğrafları, belediyeye yazılan bilgi edinme dilekçeleri, ekspertiz raporu, tanık beyanları vs.
SONUÇ VE TALEP :
Yukarıda arz edilen nedenlerle, kamulaştırmasız el atma nedeniyle maliki bulunduğum taşınmazın kullanımından kaynaklanan **145.000 TL maddi zararın** dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini arz ve talep ederim.
Tarih
Mert Alkan – İmza
Dilekçeler ve ilgili bilgiler örnektir. Kişi bilgileri ve olaylar hayal ürünüdür lütfen kendi olayınıza göre uygun bir dilekçe hazırlayınız ve uzman bir avukattan destek alınız. İdare Hukuku alanında uzman bir avukat idare avukatı arıyorsanız bize ulaşabilirsiniz.
Bu linkten bize ulaşabilirsiniz : https://www.tasci.av.tr/iletisim/
SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)
İdari dava nedir ve kimler açabilir?
İdari dava, devletin veya kamu kurumlarının idari işlem ya da eylemleri nedeniyle hakları ihlal edilen bireylerin, bu işlemlerin iptali veya uğradıkları zararların tazmini için açtığı dava türüdür. Gerçek ve tüzel kişiler, haklarını ihlal eden idari işlemlere karşı idari dava açabilir.
İdari dava açma süresi ne kadardır?
Genel olarak, idari işlemin ilgili kişiye tebliğinden itibaren:
-
İdare Mahkemelerinde dava açma süresi 60 gündür,
-
Vergi Mahkemelerinde ise bu süre 30 gündür.
Özel durumlarda bu süreler farklılık gösterebilir. Süreler hak düşürücü niteliktedir.
İdari davalarda avukat tutmak zorunlu mu?
Hayır, Türk hukuk sistemine göre idari davalarda avukatla temsil zorunlu değildir. Ancak dava süreçlerinin teknik ve usule dayalı olması nedeniyle, bir idare hukuku avukatıyla ilerlemek hak kaybı yaşanmasının önüne geçebilir.
İptal davası ile tam yargı davası arasındaki fark nedir?
-
İptal davası, hukuka aykırı bir idari işlemin yürürlükten kaldırılmasını talep eder.
-
Tam yargı davası ise, idari işlem veya eylem nedeniyle uğranılan maddi ya da manevi zararın tazminini hedefler.
Her iki dava türü farklı hukuki sonuçlar doğurur.
Dava dilekçesi nereye ve nasıl verilir?
Dava dilekçesi, yetkili İdare Mahkemesi veya Vergi Mahkemesi’ne doğrudan verilebilir. Bulunulan yerde idari yargı teşkilatı yoksa, dilekçe Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla gönderilir. Dilekçeyle birlikte harç ve gider avansı da yatırılmalıdır.
İdari davalar ne kadar sürede sonuçlanır?
İlk derece mahkemelerinde idari davalar ortalama 8 ay – 1 yıl arasında sonuçlanır.
İstinaf ve temyiz aşamalarıyla birlikte süreç 2 – 2,5 yıla kadar uzayabilir.
Ancak yürütmenin durdurulması gibi acil talepler daha kısa sürede karara bağlanabilir.

Henüz yorum yok.