Mirasın Reddi Nedir? Kimler, Nasıl ve Ne Zaman Reddi Miras Yapabilir? 2025

Mirasın Reddi Nedir?

Mirasın Reddi Ne Demektir?

Miras, bir kişinin ölümüyle birlikte geride bıraktığı tüm malvarlığının — yani taşınır-taşınmaz mallar, alacaklar, haklar ve borçlar dahil olmak üzere — kanunen belirlenen veya vasiyetname ile tayin edilen mirasçılara geçmesiyle ortaya çıkan bir hukuki işlemdir. Bu geçiş, ölüm anında kendiliğinden gerçekleşir ve mirasçılar, tereke (miras bırakanın malvarlığı ve borçları) üzerinde doğrudan hak sahibi olurlar.

Ancak miras, her zaman maddi kazanç veya ekonomik avantaj sağlamayabilir. Çünkü miras bırakan kişinin (murisin) bıraktığı malvarlığı, sadece taşınır ve taşınmaz malları değil; aynı zamanda onun borç ve yükümlülüklerini de içerir. Örneğin; ticari faaliyetlerden doğan borçlar, kredi kartı borçları, vergi yükümlülükleri ya da icra takibine konu olmuş alacaklar, terekenin pasif kalemleri arasında yer alabilir. Bu tür yükümlülükler, mirasın aktif değerini aşıyorsa, mirasçılar kendi malvarlıklarıyla bu borçları ödemek zorunda kalabilirler.

Böyle bir ihtimal karşısında mirasçılara tanınan en önemli haklardan biri de “mirasın reddi”, yani halk arasında bilinen adıyla “reddi miras” işlemidir. Reddi miras, mirasçının hem miras bırakanın haklarına hem de borçlarına ilişkin tüm sorumluluğu hukuken reddetmesi anlamına gelir. Bu yolla kişi, murise ait malvarlığına talepte bulunmadığı gibi, borçlardan da sorumlu tutulmaz.

Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesi gereğince, yasal ya da atanmış mirasçılar, miras bırakanın ölümünü veya mirasçı olduklarını öğrendikleri tarihten itibaren üç ay içinde, bağlı bulundukları yerin Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak açık bir beyanla mirası reddedebilirler.

Reddi miras işleminin en temel amacı, mirasçının kişisel malvarlığını, murisin borçlarından korumaktır. Özellikle borca batık tereke durumlarında, mirası kabul etmek ciddi ekonomik sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, reddi miras kararı verilmeden önce, terekenin aktif ve pasif unsurları dikkatle incelenmeli; gerekirse bir miras hukuku avukatından hukuki destek alınmalıdır.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da şudur: Reddi miras, tam ve şartsız olarak yapılabilir. Yani yalnızca borçları reddedip malları almak gibi bir tercih mümkün değildir. Mirasın reddi, tüm mirasın — hem hakların hem borçların — tamamen kabul edilmemesi anlamına gelir ve bu beyan yapıldıktan sonra geri alınamaz; yani işlem kesinlik kazanır.

Reddi Miras Kimler Tarafından Yapılabilir?

Reddi miras hakkı, Türk Medeni Kanunu uyarınca hem yasal mirasçılara hem de atanmış mirasçılara tanınan bir haktır. Bu hak sayesinde, mirasçılar kendilerine intikal eden mirası — içeriği ne olursa olsun — kabul etmeme yönünde özgürce karar verebilirler.

Yasal mirasçılar, kanun tarafından miras hakkı tanınan kişilerden meydana gelir. İlk sırada yer alan altsoy; vefat eden kişinin çocukları, torunları ve onların alt kuşaklarını kapsar. Eğer altsoy yoksa, miras üstsoya, yani anne, baba ve onların hısımlarına geçer. Sağ kalan eş ise tüm zümrelerle birlikte mirasçı konumunda olabilir ve bu kişi de aynı şekilde mirası reddetme hakkına sahiptir.

Bunun yanı sıra, vasiyetname, miras sözleşmesi veya miras bırakanın iradesiyle belirlenmiş kişiler, yani atanmış mirasçılar da bu hakkı kullanabilir. Atanmış mirasçılar, kanunen mirasçı statüsünde olmasalar bile, miras bırakanın (murisin) iradesiyle mirastan pay alması kararlaştırılan kişilerdir. Bu kişiler de yasal mirasçılar gibi mirası kabul etme veya reddetme hakkına sahiptir.

Reddi Miras Süresi: Ne Zaman ve Nasıl Yapılır?

Mirasın reddi işlemi, süre ve usul bakımından sıkı kurallara tabi bir hukuki işlemdir. Yanlış bilgi veya gecikme, mirasçının istemediği halde borçlardan sorumlu hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle reddi miras süresi ve başvuru şekli, dikkatle incelenmeli ve hatasız şekilde uygulanmalıdır.

Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesi uyarınca, mirasçılar miras bırakan kişinin ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren üç ay (90 gün) içerisinde mirası reddetme hakkına sahiptir. Bu üç aylık süre, genel olarak miras bırakanın vefat ettiği tarihten itibaren başlar ve işlemeye devam eder. Ancak mirasçının, mirasçılık sıfatını daha sonra öğrendiği hallerde — örneğin miras bırakanla uzun süredir görüşmeyen biri ya da yurt dışında yaşayan bir mirasçı söz konusuysa — bu süre, kişinin mirasçı olduğunu fiilen öğrendiği tarihten itibaren başlar.

Bu noktada önemli bir ayrım yapmak gerekir: Üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Yani bu sürenin geçmesiyle birlikte miras, zımni olarak kabul edilmiş sayılır ve kişi artık miras bırakanın hem malvarlığına hem de borçlarına otomatik olarak ortak olur. Süre geçtikten sonra yapılan reddi miras beyanları hukuken geçersiz sayılır.

Reddi Miras Başvurusu Nasıl Yapılır?

Reddi miras işlemi, mirasçının ikamet ettiği yerdeki sulh hukuk mahkemesine yapılacak yazılı ya da sözlü bir bildirimle tamamlanır. Bu bildirimi yaparken herhangi bir sebep gösterme zorunluluğu yoktur; mirasçının yalnızca mirası reddettiğini ifade etmesi yeterlidir. Mahkeme, bu beyanı resmi kayıtlara geçirerek işlemi hukuken geçerli hale getirir.

Başvuru sırasında şu hususlara dikkat edilmelidir:

İşlemin mutlaka bizzat mirasçı tarafından yapılması gerekir; genel vekâletnameyle dahi reddi miras işlemi gerçekleştirilemez.

Eğer mirasçı küçük ya da kısıtlı ise, yasal temsilcisinin mahkemeden izin alması gereklidir.

Her mirasçı, kendi adına ayrı ayrı başvuru yapmalıdır. Mirasçılardan birinin yaptığı reddi miras, diğer mirasçılar açısından geçerli değildir.

Beyan işlemi, genellikle 10-15 dakikalık bir süreçtir ve herhangi bir gerekçe ya da ispat yükümlülüğü aranmaz.

Reddi Mirasın Kesinliği ve Dönüşü Olmaması

Reddi miras işlemi kesin ve geri alınamaz bir işlemdir. Beyan bir kez yapıldıktan sonra, karar değiştirmek ya da pişman olup mirası kabul etmek hukuken mümkün değildir. Bu nedenle işlem yapılmadan önce murisin malvarlığı ve borç durumu dikkatlice araştırılmalı, varsa alacaklılarla iletişime geçilmeli ve gerekirse bir miras hukuku avukatından danışmanlık alınmalıdır.

Sonuç olarak, mirasın reddi konusunda zaman yönetimi ve hukuki bilgi son derece önemlidir. Üç aylık süreyi geçirmeden ve doğru usulle yapılacak bir reddi miras, kişiyi yüklü borçlardan ve maddi sorumluluklardan tamamen kurtarır. Ancak sürenin kaçırılması ya da yanlış prosedür izlenmesi halinde telafisi olmayan hak kayıpları doğabilir.

Mirasın Reddi Hangi Durumlarda Gündeme Gelir?

1. Miras Bırakanın Borçları, Malvarlığından Fazla İse

Miras bırakan kişinin, geride kalan borçları — örneğin banka kredileri, vergi borçları, senetler, icra takipleri gibi — taşınmazlar ve diğer malvarlığı unsurlarından daha büyük bir toplam değere sahipse, miras otomatik olarak borç yükü anlamına gelir. Bu borçlar, mirası kabul eden mirasçının kişisel malvarlığına kadar ulaşabilir. Böyle bir durumda mirası reddetmek, borçlardan kurtulmanın tek yoludur.

2. Ticari Faaliyet Sonucu Yüklü Miktarda Borç Bırakılmışsa

Miras bırakan kişi ticaretle uğraşıyor ve faaliyetleri sırasında bankalara, tedarikçilere ya da devlete borçlanmışsa, mirasın kabulü bu borçların da üstlenilmesi anlamına gelir. Ticari faaliyetlerin şeffaf olmaması ya da borçların tam olarak bilinmemesi durumunda, potansiyel risk çok daha büyüktür.

3. Mirasçının Mirası Almak İstemediği Özel Nedenler Varsa

Bazı durumlarda, mirasçılar ekonomik sebepler dışında, tamamen kişisel ya da ahlaki gerekçelerle mirası reddetmek isteyebilir. Örneğin, miras bırakanla uzun yıllardır görüşmeyen ya da aralarında ciddi anlaşmazlık olan bir mirasçı, mirası prensip gereği kabul etmek istemeyebilir. Hukuken herhangi bir sebep belirtme zorunluluğu bulunmadığı için, bu gibi durumlarda da miras reddedilebilir.

4. Veraset İlamı Alındıktan Sonra Gizli Borçlar Ortaya Çıkarsa

Bazı durumlarda mirasçılar, mirası kabul ettikten sonra murisin önceden bilinmeyen borçlarıyla karşılaşabilir. Bu borçlar; eski krediler, mahkeme kararlarıyla ortaya çıkan tazminat yükümlülükleri veya sonradan bildirilen alacak talepleri gibi kalemlerden oluşabilir. Eğer bu borçlar, miras kabul edilmeden önce öğrenilseydi reddi miras yapılabilirdi. Bu gibi durumlarda, bazı istisnai hallerde “mirasın hükmen reddi” söz konusu olabilir; ancak bu çok daha karmaşık bir hukuki süreçtir ve ispat yükü mirasçıya aittir.

Mirasın Reddi Edilmezse Ne Olur?

Mirasın reddi hakkı, Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenmiş olup, bu hakkın kullanılabilmesi için belirli bir süre öngörülmüştür. Mirasçı, miras bırakanın ölümünü öğrendiği tarihten itibaren üç ay içerisinde mirası reddetmezse, mirası zımni (örtülü) olarak kabul etmiş sayılır.

Zımni kabul, herhangi bir beyan ya da yazılı işlem olmaksızın, kişinin mirasçılık sıfatını sürdürmesiyle ortaya çıkar. Örneğin; miras kalan malların kullanılması, malvarlığına ilişkin işlem yapılması veya mirasın paylaşılması gibi davranışlar, mirasın kabulü anlamına gelir.

Böyle bir durumda mirasçı, sadece tereke varlıklarından değil, miras bırakanın tüm borçlarından da sınırsız biçimde sorumlu olur. Yani bu borçlar, mirasçının kişisel malvarlığına kadar ulaşabilir. Özellikle borca batık bir miras söz konusuysa, üç aylık sürenin geçirilmesi çok ciddi ekonomik sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle mirasçılar, ölümden sonra süratle hareket etmeli, terekedeki mal ve borç durumunu değerlendirmeli ve gerekirse hukuki destek alarak mirasın reddi yoluna gitmelidir.

Küçükler ve Kısıtlılar Adına Reddi Miras

Reddi miras işlemi, kişisel bir hak olmakla birlikte, her zaman kişinin kendi özgür iradesiyle kullanılmaz. Özellikle reşit olmayan çocuklar (küçükler) ya da mahkeme kararıyla kısıtlanmış bireyler, yani vesayet altındaki kişiler için, bu hakkın kullanımı bazı ek şartlara tabidir.

Bu gibi durumlarda, mirasın reddi işlemi, doğrudan çocuk ya da kısıtlı birey adına yapılamaz. Onların yasal temsilcileri — genellikle anne, baba ya da vasi — sulh hukuk mahkemesinden izin almak zorundadır. Mahkemeden alınan bu izin, kamu yararının gözetilmesi amacıyla istenir ve mirasın reddi işlemi ancak bu iznin ardından geçerli hale gelir.

Eğer küçük ya da kısıtlı adına, mahkeme izni alınmadan reddi miras işlemi yapılırsa, bu işlem hukuken geçersiz sayılır ve mirasçının borçlardan sorumlu olması riski doğabilir. Bu nedenle, küçük ya da kısıtlı bireyler adına yapılacak miras reddi işlemlerinde uzman bir avukattan hukuki yardım alınması önemlidir.

Reddi Mirasın Sonuçları Nelerdir?

Reddi miras işlemi, doğru ve usulüne uygun şekilde yapıldığında, mirasçı açısından önemli ve etkili sonuçlar doğurur. Bu sonuçlar, hem maddi hem de hukuki açıdan mirasçının lehine olacak şekilde şekillenir:

Mirasçı, mirası tamamen reddetmiş olur.

Reddi miras, kısmî bir işlem değildir. Yani mirasçının, sadece borçları reddedip malları kabul etmesi gibi bir durum hukuken mümkün değildir. Reddi miras beyanı, mirasın tamamını kapsam dışı bırakır.

Mirasçı, miras bırakanın borçlarından hiçbir şekilde sorumlu olmaz.

En önemli sonuçlardan biri, borçlardan tamamen kurtulunmasıdır. Reddi miras yapan kişi, murisin banka borçları, icra takipleri, vergi yükümlülükleri gibi hiçbir borcundan dolayı sorumlu tutulamaz. Bu durum, mirasçının kişisel malvarlığını koruma altına alır.

Mirası reddeden kişinin payı, kalan yasal mirasçılar arasında paylaştırılır. Bir mirasçının mirası reddetmesi durumunda, bu kişinin payı hukuka göre diğer mirasçılar arasında yeniden dağıtılır. Kalan mirasçılar da dilerlerse kendi paylarına düşen kısmı reddetme hakkına sahiptir.

Tüm mirasçılar mirası reddederse, miras devlete geçer.

Eğer mirasçılık sırasındaki tüm kişiler mirası reddederse ve başka mirasçı da yoksa, Türk Medeni Kanunu gereğince miras, son çare olarak devlete intikal eder. Devlet, bu mirası kabul etmek zorundadır; ancak borçlardan sınırlı şekilde sorumludur. Yani devlete geçen borçlar, mirasın miktarını aşmayan tutarda ödenir.

 

Diğer Miras Hukuku Yazılarımıza Buradan Ulaşabilirsiniz.

Diğer Miras Hukuku Yazılarımıza Buradan Ulaşabilirsiniz

Avukat Desteği ve Hukuki Danışmanlığın Önemi

Miras hukuku, yalnızca mal paylaşımı değil; aynı zamanda borç, süre, şekil şartları ve resmi işlemleri de kapsayan karmaşık bir alandır. Reddi miras süreci, yanlış ya da eksik yapılan başvurular nedeniyle geri dönüşü olmayan hak kayıplarına yol açabilir.

Özellikle aşağıdaki durumlarda profesyonel bir avukattan destek alınması son derece önemlidir:

  • Terekenin borç durumu karmaşık ve belirsizse,
  • Birden fazla mirasçı bulunuyorsa ve paylaşım konusunda ihtilaf riski varsa,
  • Küçükler veya kısıtlı bireyler adına işlem yapılacaksa,
  • Yurt dışında yaşayan mirasçılar söz konusuysa ve sürelerin doğru hesaplanması gerekiyorsa.

Avukat desteğiyle; terekenin aktif ve pasif kalemlerinin incelenmesi, mirasçılık belgesinin (veraset ilamı) temini, sürelerin takibi ve sulh hukuk mahkemesine yapılacak başvurular hatasız ve hızlı şekilde yürütülebilir.

Bu sayede hem mirasçının kendi malvarlığı korunur hem de sonradan ortaya çıkabilecek hukuki ve maddi sorunlar önlenir.

Eğer siz de mirasın reddi ya da genel miras hukuku işlemlerinizde emin adımlar atmak istiyorsanız, mutlaka uzman bir avukattan hukuki danışmanlık almanızı tavsiye ederiz.

 

SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)

Reddi miras için noter yeterli midir?

Hayır. Reddi miras işlemi noterlikte yapılamaz. Yalnızca sulh hukuk mahkemesi nezdinde yapılır.

Reddi miras yapıldıktan sonra geri alınabilir mi?

Hayır. Reddi miras beyanı kesindir ve geri alınamaz. Bu nedenle yapılmadan önce hukuki danışmanlık alınması önerilir.

Mirası reddeden kişi, sonradan çıkan mal varlığına hak kazanabilir mi?

Hayır. Miras reddedildiğinde tüm malvarlığına yönelik hak sona ermiş olur.

Tüm mirasçılar reddederse borç kime kalır?

Eğer tüm mirasçılar mirası reddeder ve zümre içinde başka kabul eden kimse bulunmazsa, miras devlete intikal eder. Devlet ise bu durumda borçlardan yalnızca mirasın değeriyle sınırlı olarak sorumlu tutulur.

Henüz yorum yok.

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Call Now Button