Rüşvet Suçu ve Cezası (TCK md.252) Rüşvet suçu,kamu görevlilerinin ya da kimi durumlarda özel sektör mensuplarının, yürüttükleri hizmetin karşılığında maddi veya manevi bir menfaat sağlamak amacıyla yasa dışı ödeme almaları ya da bu yönde bir anlaşmaya varmaları şeklinde tanımlanabilir. Rüşvet yalnızca etik dışı bir davranış değil, aynı zamanda kamu güvenini ve adalet duygusunu zedeleyen ciddi bir ceza hukuku suçudur. Hukuk sistemleri, bu tür fiilleri cezalandırmak suretiyle hem kamu idaresinin işleyişini korumayı hem de toplumsal düzeni sağlamayı amaçlar. Türkiye’de rüşvet suçuna ilişkin temel düzenlemeler, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 252. maddesinde yer almaktadır.
Bu çalışmada, rüşvet suçunun hukuki tanımı, işleniş biçimleri, cezai yaptırımları ile uygulamadaki örnekler ve toplumsal etkileri, yüksek yargı kararları ve sıkça sorulan sorular eşliğinde incelenecektir.
Rüşvet Suçu Nedir?
Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 252. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, kamu görevlisi veya belirli durumlarda özel sektörde çalışan kişiler, kamu hizmetiyle ilgili bir işin yapılması ya da yapılmaması karşılığında menfaat sağlamak amacıyla rüşvet alma, verme veya teklif etme fiilini işlediklerinde cezai sorumluluk altına girerler. Rüşvet suçu yalnızca kamu görevlileriyle sınırlı olmayıp, özel sektördeki bazı görevlerin de kamu hizmeti niteliği taşıması hâlinde aynı hükümler uygulanabilmektedir.
TCK Madde 252 şu şekilde düzenlenmiştir:
“Bir kamu görevlisinin, bir menfaat sağlamak amacıyla kendisine rüşvet alması, vermesi veya teklif etmesi suçtur.”
Bu düzenleme, yalnızca rüşvet alan kamu görevlisini değil, menfaati teklif eden kişiyi de kapsamakta; böylece rüşvetin iki taraflı suç yapısı ortaya konmaktadır. Dolayısıyla hem rüşveti alan hem de veren kişiler hukuken sorumlu tutulmakta ve yaptırımla karşı karşıya kalmaktadır.
Rüşvet Suçunun Unsurları
Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 252. maddesinde düzenlenmiş çok failli bir suçtur. Suçun oluşması için kamu görevlisiyle bir kişi arasında, görevle bağlantılı olarak haksız menfaat sağlanmasına yönelik karşılıklı bir anlaşma bulunmalıdır. Bu anlaşma ile suç tamamlanır; menfaatin fiilen sağlanıp sağlanmadığı önemli değildir.
Fail ve Mağdur Rüşvet alma suçu kamu görevlisi tarafından işlenebilirken, veren kişi herkes olabilir. Rüşvet aracılığıyla işlenen suçlarda, aracı olan kişi de müşterek faildir. TCK m. 6/1-c’ye göre, seçilerek veya atanarak kamu hizmeti yürüten herkes kamu görevlisi sayılır. Halka açık anonim şirket temsilcileri veya kamu yararına derneklerde görev yapanlar da bazı hallerde bu kapsamda değerlendirilir. Rüşvet suçunun mağduru toplumun tamamıdır; tüzel kişiler ise zarar gören olabilir.
Fiil ve Menfaat Rüşvet, kamu görevlisinin görev kapsamındaki bir işi yapması veya yapmaktan kaçınması karşılığında kişisel çıkar elde etmesi durumudur. Menfaat yalnızca para değil, tatil, makam, işe alım gibi maddi veya manevi çıkarlar olabilir. Eğer sağlanan menfaat görevle ilgisizse, rüşvet değil başka bir suç gündeme gelir.
Rüşvet Anlaşması Rüşvet suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisi ile diğer taraf arasında, herhangi bir baskı ya da yönlendirme olmadan yapılmış açık bir uzlaşma bulunmalıdır. Cebir, tehdit ya da hile gibi etkenler varsa bu uzlaşma geçerli sayılmaz. Yargıtay uygulamalarına göre, bu mutabakatın menfaat sağlanmadan önce ya da en geç sağlandığı esnada yapılmış olması gerekmektedir.
Aracılık ve Üçüncü Kişiler Rüşvet teklifinin iletilmesi, anlaşmanın kurulması veya menfaatin aktarılması sürecine katılan aracılar da fail gibi cezalandırılır. Menfaat doğrudan fail yerine üçüncü bir kişi veya kuruma sağlansa da, bu kişiler durumu biliyorsa sorumlulukları doğar.
Nitelikli Haller ve Ağırlaştırıcı Sebepler Yargı mensupları, noterler, bilirkişiler gibi meslek gruplarının işlediği rüşvet suçlarında ceza artırılır (TCK m. 252/7). Kamu kurumu niteliğinde görev yapan özel kuruluş temsilcileri de bu hükümlere tabidir. Uluslararası kamu görevlilerine verilen rüşvet de cezalandırılır; Türkiye’ye etkisi varsa yabancı failler de yargılanabilir.
Manevi Unsur Rüşvet suçu sadece doğrudan kastla işlenebilir. Fail suçun farkında olmalı ve bilerek hareket etmelidir. Aracı ya da üçüncü kişi de aynı kastla hareket etmişse sorumludur. Nitelikli hallerin uygulanabilmesi için failin karşı tarafın sıfatını bilmesi gerekir..
Rüşvet Suçunun Cezai Yaptırımları
Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK m. 252) yer alan, ağır hapis cezasıyla cezalandırılan suç tiplerinden biridir. Suçun faili hem rüşvet alan hem de veren taraf olabilir ve her iki taraf da aynı ciddiyetle yargılanır. Suç, yalnızca menfaatin sağlanmasıyla değil, taraflar arasında anlaşmaya varılmasıyla da tamamlanmış sayılır. Dolayısıyla, menfaatin fiilen teslim edilmesi gerekmez.
TCK’ya göre, rüşvet alma ve verme suçlarının temel hali için 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Bu ceza, rüşvet veren, alan ya da suça aracılık eden herkes için aynıdır. Ayrıca, menfaatin doğrudan değil dolaylı olarak üçüncü kişi ya da tüzel kişiye sağlanması hâlinde, o kişi ya da temsilcisi de müşterek fail olarak cezalandırılır.
Suçun nitelikli hâlleri de kanunda özel olarak düzenlenmiştir. Rüşvet alan kişinin hâkim, savcı, noter, yeminli mali müşavir, bilirkişi gibi görevlerde bulunması hâlinde ceza 1/3’ten 1/2’ye kadar artırılır (TCK m. 252/7). Benzer şekilde, trafik görevlileri gibi özel görevli kişilerin suça karışması durumunda da ceza artırımı öngörülmüştür (Karayolları Trafik Kanunu Ek m. 11).
Rüşvet suçu, bazı hâllerde teşebbüs aşamasında kalabilir. Örneğin, rüşvet teklifinin karşı tarafça reddedilmesi ya da anlaşmaya varılamaması durumlarında, fail hakkında verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu durum hem kamu görevlisi hem de rüşvet teklif eden kişi için geçerlidir (TCK m. 252/4). Ayrıca, suçun soruşturma başlamadan önce ihbar edilmesi hâlinde etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir (TCK m. 254).
Uygulamada, Yargıtay suçun tamamlanması için menfaatin teslimi değil, taraflar arasında anlaşma yapılmasının yeterli olduğunu vurgulamaktadır. Rüşvet fiili görünüşte bir menfaat aktarımı şeklinde değil, yalnızca niyet beyanı üzerinden de oluşabilir. Ancak, anlaşma tarafların özgür iradesiyle yapılmamışsa —örneğin, yakalatma amacı taşıyorsa— suç yalnızca teşebbüs aşamasında kalmış sayılır.
Rüşvet suçuna aracılık eden kişiler de, failin kamu görevlisi olup olmamasına bakılmaksızın, müşterek fail olarak yargılanır. Suçtan dolaylı olarak menfaat sağlayan kişi ya da tüzel kişi yetkilileri de aynı şekilde sorumludur.
İçtima (suçların birleşmesi) konusunda ise Yargıtay, birden fazla rüşvet teslimi varsa ancak tek bir anlaşma mevcutsa bunun zincirleme suç oluşturmadığını, ancak farklı amaçlarla tekrar eden rüşvet fiillerinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğini kabul etmektedir (TCK m. 43/1).
Ayrıca, rüşvet karşılığı başka bir suç da işlenmişse —örneğin özgürlüğü kısıtlama, ihaleye fesat karıştırma, resmi belgede sahtecilik gibi— bu suçlardan da ayrıca ceza verilir. Bu gibi durumlarda, ya gerçek içtima (birden fazla ayrı suçtan ceza) ya da özel içtima (kanunda düzenlenmiş birleşik suç halleri) hükümleri uygulanır.
Diğer Makalelerimize ulaşmak için tıklayınız.
Diğer Makalelerimize ulaşmak için tıklayınız.
Rüşvetin Toplumdaki Etkileri
Rüşvet, yalnızca cezai yaptırımı olan bir eylem değil; aynı zamanda adalet anlayışını ve kamusal güveni zayıflatan ciddi bir sorundur. Kamu hizmetlerinin etkin ve tarafsız şekilde yürütülebilmesi, kamu görevlilerine duyulan güvene bağlıdır. Rüşvetin yaygın olduğu ortamlarda, vatandaşların devlete ve hukuka olan inancı zedelenir. Bu nedenle, kamu görevlilerinin görevlerini tarafsızlıkla yerine getirmesi sadece yasal zorunluluk değil, toplumsal güvenin temelidir.
Rüşvet Suçunda Haksız Yarar ve Rüşvet Anlaşması
Rüşvet suçunun maddi unsurunu oluşturan temel kavram “menfaat”tir. TCK m. 252’de geçen “menfaat sağlanması” veya “menfaatin vaat edilmesi” ifadeleri, hem rüşvet alma hem de verme suçunda, kamu görevlisi ile rüşvet veren arasındaki ilişkinin esasını belirler. Bu menfaat, parasal bir değer olabileceği gibi; ev, araba, iş imkânı, fuhuş temini, bedelsiz tatil, yemek gibi dolaylı avantajlar da olabilir. Esas olan, kamu görevlisinin durumunu maddi veya manevi açıdan iyileştiren bir fayda sağlanmasıdır.
Rüşvet suçunun tamamlanması için menfaatin fiilen temin edilmesi şart değildir; taraflar arasında rüşvet konusuna dair bir anlaşmanın kurulması yeterlidir. Bu durum “rüşvet anlaşması” olarak adlandırılmakta olup, TCK m. 252/3 uyarınca suçun tamamlandığı kabul edilir. Anlaşma, tarafların özgür iradeleriyle, cebir, tehdide dayanmaksızın yapılmalıdır. İşin daha önce yapılması ya da teklifin çıkmasından sonra sunulan hediyeler bu kapsamda değerlendirilmez.
Rüşvet suçunda menfaatin kamu görevlisinin göreviyle ilgili bir iş karşılığında sağlanması şarttır. Görev kapsamı dışındaki bir iş için menfaat talebi, rüşvet suçunu değil, nüfuz ticarı gibi farklı bir suç tipini oluşturabilir.
Etkin Pişmanlık ve Ceza İndirimi
Rüşvet suçuna ilişkin önemli bir ceza indirimi sebebi de etkin pişmanlıktır. TCK m. 254 uyarınca, rüşvet veren veya alan taraflardan biri, soruşturma makamları suçu öğrenmeden önce durumu ihbar eder ve menfaati iade ederse, ceza verilmez. Aynı imkan rüşvete aracılık edenler için de geçerlidir. Ancak soruşturma başladıktan sonra etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.
Teşebbüs ve Aracılık
Rüşvet suçu, teklifin kabul edilmemesi durumunda da ceza hukukunun konusu olur. TCK m. 252/4’e göre, kamu görevlisinin menfaat talebinin reddedilmesi veya bir kişinin rüşvet teklifinin kabul görmemesi halinde, suça teşebbüs hükümleri uygulanarak ceza yarı oranında indirilir.
Aracılık eden kişi, suçun işlenmesinde aracı rolü oynasa bile, kamu görevlisi olması şart olmaksızın asli fail gibi cezalandırılır (TCK m. 252/5).
Tüzel Kışiler ve Dolaylı Menfaat
Rüşvet ilişkisi neticesinde dolaylı olarak menfaat sağlayan tüzel kişiler adına hareket eden yetkililer de suçun faili kabul edilir (TCK m. 252/6). Bu durumda 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası uygulanabilir.
Ayrıca kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu şirketleri, kamu yararına dernekler ve halka açık anonim şirketler adına hareket eden kişiler için de rüşvet suçu hücreleri doğrudan uygulanabilir.
Rüşvet Suçunun Mağduru ve Zamanaşımı
Rüşvet suçunun mağduru, bireyden ziyade kamudur. Kamu idaresinin güvenilirliği ve tarafsızlığı zarar gördüğü için, bu suçun doğrudan doğruya toplumu etkilediği kabul edilir. Suçun şikayete bağlı olmaması nedeniyle savcılık re’sen soruşturma başlatmakla yükümlüdür. Rüşvet suçunun dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Diğer Suçlarla İlişkisi
Rüşvet suçu, irtikap, zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarıyla karıştırılmamalıdır. Görevi kötüye kullanma, genel bir suç tipi olup, rüşvetin şartları oluşmamışa devreye girer. İrtikap, kamu görevlisinin tek taraflı olarak menfaat elde etmesidir ve baskı ya da hileyle meydana gelir. Rüşvet ise tarafların karşılıklı anlaşmasına dayanır. Zimmet ise kamu görevlisinin kendisine teslim edilen mallar üzerinde suistimalde bulunması ile oluşur. Bu ayrım, doğru suç tipinin tespiti açısından hayati önem taşır.
Yargıtay Kararlarıyla Rüşvet Suçuna Yaklaşım
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E. 2013/9757, K. 2015/12729
Sanık hakkında, kamu görevlisine ileride bir iş düşebileceği düşüncesiyle önceden menfaat sağlanması nedeniyle dava açılmıştır. Yargıtay, bu olayda taraflar arasında özgür iradeye dayalı açık bir rüşvet anlaşması bulunmadığı gerekçesiyle rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığına hükmetmiştir. Bu durumda eylemin, kamu görevlisinin şeref ve itibarına saldırı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2004/5-78, K. 2004/135
Kamu görevlisinin eşine bir araç tescil ettirilmesi ve bu aracın rüşvet karşılığı olduğu iddiasıyla açılan davada, Yargıtay, bu tür dolaylı menfaat sağlanmasının da rüşvet kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir. Mahkeme, kamu görevlisi doğrudan almamış olsa da, menfaatin yakınlarına sağlanmasının suçun oluşmasına engel olmadığı sonucuna varmıştır.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E. 2014/4185, K. 2018/8818
Sanık, görevli olduğu kurumda bir işlemin kolaylaştırılması için şahıstan baklava ve kuruyemiş almıştır. Yargıtay, bu gibi hediyelerin sıradan bir jest değil, görevle bağlantılı olarak sağlanan menfaat kapsamında rüşvet olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirlemiş, cezalandırmayı onamıştır.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E. 13164, K. 82 (09.01.2013)
Sanığın, görev karşılığında cinsel ilişki kurabileceği bir kişiyi temin etmesi halinde görevini yapacağını beyan etmesi üzerine başlatılan soruşturmada, Yargıtay bu eylemi rüşvet suçunun unsurlarından olan menfaat sağlama kapsamında değerlendirmiştir. Fiziksel nesne ya da para olmasa bile, kişisel tatmine yönelik menfaatin de rüşvet kapsamına girebileceği kabul edilmiştir.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, E. 2022/44, K. 2025/5824 (30 Nisan 2025)
Bu kararda, sanığın rüşvet alma suçu ve irtikap suçu ile yargılandığı belirtilmiştir. Yargıtay, rüşvet alma suçunun oluşabilmesi için taraflar arasında gerçek bir “rüşvet anlaşması” bulunması gerektiğini vurgulamış; aksi halde bu tür eylemlerin irtikap ya da görevi kötüye kullanma kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini kabul etmiştir.
Sonuç ve Avukat Değerlendirmesi
Rüşvet suçu, ceza hukuku bakımından ağır sonuçları olan ve savunma stratejisinin titizlikle belirlenmesi gereken bir suç tipidir. Her vaka kendi özel koşullarında değerlendirilmelidir; zira küçük bir ayrıntı dahi dosyanın seyrini değiştirebilir.
Bu tür bir suçlama ile karşı karşıya kalan kişilerin, süreci kendi başına yürütmeye çalışmak yerine, alanında deneyimli bir ceza hukuku avukatından profesyonel destek almaları önem arz eder. Avukat desteği, hak kayıplarının önüne geçilmesini ve yargılamanın daha sağlıklı yürütülmesini sağlar.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amacı taşımakta olup, hukuki danışmanlık yerine geçmez. Somut olaylara ilişkin en doğru yönlendirme için bir ceza avukatına başvurulması tavsiye edilir.
Rüşvet suçuna ilişkin daha fazla bilgi almak ya da bireysel durumunuza uygun hukuki destek için İstanbul Ceza Avukatı olarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu linkten bize ulaşabilirsiniz : https://www.tasci.av.tr/iletisim/
SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)
Rüşvet Suçu Yalnızca Kamu Görevlileri İçin Mi Geçerlidir?
Hayır, rüşvet suçu sadece kamu görevlileriyle sınırlı değildir. Özel sektördeki çalışanlar da rüşvet alabilir veya verebilirler. Ancak, kamu görevlilerinin rüşvet alması, daha ağır cezalarla sonuçlanır.
Rüşvet Veren Kişi Nasıl Cezalandırılır?
Rüşvet veren kişi de hapis cezası alır. Bu ceza, rüşvetin büyüklüğüne ve verilen kişiye göre değişiklik gösterebilir.
Rüşvet Verme veya Alma Durumunda Hangi Taraf Daha Suçlu?
Rüşvet alan kişi, rüşvet veren kişiye göre daha ağır bir ceza alır. Çünkü rüşvet almak, kamu görevini kötüye kullanmak olarak değerlendirilir ve bunun toplumda daha büyük zararlara yol açtığı kabul edilir.
Rüşvetin Belirli Bir Miktarı Var Mıdır?
Rüşvetin belirli bir miktarı yoktur. Önemli olan rüşvetin alınıp verilmesidir. Ancak, rüşvetin büyüklüğü cezanın ağırlığını etkileyebilir.
Rüşvet Suçu Zamanaşımına Uğrar Mı?
Evet, rüşvet suçu da zaman aşımına uğrayabilir. Türk Ceza Kanunu’na göre, rüşvet suçunun zaman aşımı süresi 10 yıldır.

Henüz yorum yok.