Mirasın Reddi Ne Demektir? Miras, bir kişinin ölümüyle birlikte geride bıraktığı tüm malvarlığının — yani taşınır-taşınmaz mallar, alacaklar, haklar ve borçlar dahil olmak üzere — kanunen belirlenen veya vasiyetname ile tayin edilen mirasçılara geçmesiyle ortaya çıkan bir hukuki işlemdir. Bu geçiş, ölüm anında kendiliğinden gerçekleşir ve mirasçılar, tereke (miras bırakanın malvarlığı ve borçları) üzerinde doğrudan hak sahibi olurlar. Ancak miras, her zaman maddi kazanç veya ekonomik avantaj sağlamayabilir. Çünkü miras bırakan kişinin (murisin) bıraktığı malvarlığı, sadece taşınır ve taşınmaz malları değil;
Miras bırakan kişi, sağlığında malvarlığı üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Ancak bu tasarruf serbestliği, belli bir noktada yasal sınırlamalarla karşılaşır. Zira Türk Medeni Kanunu, belirli mirasçılara saklı pay hakkı tanıyarak onların miras paylarını güvence altına almıştır. Bu nedenle miras bırakan, tüm malını dilediği gibi başkalarına devredemez ya da vasiyet edemez. Eğer saklı paylı mirasçıların hakları ihlal edilmişse, hukuk onlara bu hakkı geri kazanabilmeleri için bir yol sunar: tenkis davası. Tenkis davası, mirasbırakanın saklı payı aşan tasarruflarını sınırlandırarak, mirasçının yasal hakkını yeniden
Ecri Misil davaları günümüzde mülkiyet hakkının en fazla ihlal edildiği alanların başında, taşınmazların izinsiz veya haksız şekilde kullanılması gelmektedir. Bu çerçevede en sık karşılaşılan uyuşmazlık türlerinden biri de ecrimisil davasıdır. “Arsa, tarla, konut veya iş yeri gibi taşınmazların mülkiyet hakkına sahip kişiler tarafından açılan ve önemli hukuki sonuçlara yol açan bu dava türü, mal sahibinin izni ya da herhangi bir yasal gerekçe olmadan taşınmazın üçüncü şahıslarca kullanılması veya işgal edilmesi hâlinde başvurulan etkili bir hukuk yoludur.” Halk arasında genellikle “haksız işgal
Türk Medeni Kanunu’nun 698. ve 699. maddelerinde düzenlenen ortaklığın giderilmesi davaları, uygulama kısmında “izale-i şuyu” davaları olarak isimlendirilmektedir. Bu dava, birden fazla kişi arasında ortak mülkiyete konu olan bir taşınır ya da taşınmazın, tarafların aralarında anlaşma sağlayamaması hâlinde mahkeme yoluyla paylaşılması amacını taşır. Paylı ya da elbirliği şeklinde mülkiyete konu bir malda, ortakların birlikte tasarruf etme iradesini yitirmesi, yönetim konusunda uzlaşamaması veya bireysel ihtiyaçların değişmesi gibi durumlar, bu davanın temel dayanaklarından biridir. Dava, taraflar arasında mevcut olan müşterek mülkiyetin sürdürülmesini fiilen
Hukuk davalarında sıkça karşımıza çıkan fakat yanlış yorumlanan kavramlardan biri “dahili davalı” kavramıdır. Dahili davalı, bir davada taraf olmayan ancak yargılama sonucunda verilecek kararın hukuki durumunu etkileyeceği öngörülen kişilerin, taraflardan biri tarafından davaya dahil edilmesidir. Bu kişiler, esas davanın tarafı değildir; fakat karar kendilerini dolaylı yoldan da olsa etkileyecek nitelikteyse, yargılamaya “dahili davalı” olarak katılabilirler. Dahili Davalı ile Asıl Davalı Arasındaki Fark Nedir? Asıl davalı, dava konusu istemden doğrudan sorumlu tutulan ve yargılamanın sonucundan doğrudan etkilenecek kişidir. Dahili davalı ise, davaya konu
Miras davası, Miras davaları; bir kişinin vefatı sonrası malvarlığının mirasçılara ne şekilde intikal edeceğinin belirlenmesine ve bu belirlenme sonucu hak kayıplarına karşın yöneltilen davalardır. Her ne kadar malvarlığı temelli uyuşmazlıklar gibi görünse de, miras davaları aynı zamanda ölen kişinin özel hukuk ilişkilerinin sona erdirilmesi ve hak sahiplerinin belirlenmesi açısından da önem arz eder. Türk Medeni Kanunu’na göre, mirasbırakanın ölümüyle birlikte malvarlığı (tereke) külli halefiyet ilkesi gereği doğrudan mirasçılara geçer. Bu geçiş, mirasçılar arasında elbirliğiyle mülkiyet ilişkisi kurar ve miras ortaklığı oluşur.
Haksız yapı nedir? Mülkiyet hakkı, toplumda yaşayan her bireyin sahip olduğu, istisnalar dışında kişiye tam ve sınırsız tasarruf yetkisi veren, anayasa ile koruma altına alınmış en temel haklardan birisidir. Fakat yine insanlar tarafında da en fazla ihlal edilen insan haklarından biridir. Aşağıda mülkiyet hakkının ihlal edildiği durumlardan biri diyebileceğimiz haksız yapı ve mülkiyet hakkıyla ilgili en temel prensiplerden biri olan TMK 718 maddesinin istisnalarından birisi olan taşkın yapı konusunu inceleyeceğiz. Haksız yapı, Türk Medeni Kanunu’nun 722-724 maddelerinde düzenlenmiştir. Haksız yapı, bir kişinin kendisinin
Tapu İptal ve Tescil Davası Nedir? Tapu iptali ve tescil davası, bir taşınmazın mülkiyetine ilişkin olarak tapu sicilinde yer alan kayıtların gerçeği yansıtmadığı durumlarda açılan, hukuka aykırı ya da hatalı kayıtların düzeltilmesini ve gerçek hak sahibinin adına tescil yapılmasını amaçlayan bir dava türüdür. Bu dava genellikle, mülkiyet hakkının korunması, sahtecilik, hata, hile gibi unsurlarla oluşturulan yanlış kayıtların iptali ve gerçeğe uygun hale getirilmesi için açılır. Davada temel amaç, tapuda adına kayıt yapılan ancak gerçekte hak sahibi olmayan kişinin adına yapılan tescilin iptali
Mirasçılık Belgesi (Veraset İlamı) Nedir ve Nasıl Alınır? Mirasçılık belgesi, bir kişinin vefatının ardından yasal mirasçılarının belirlenmesi ve miras haklarının tespit edilmesi amacıyla düzenlenen resmi bir belgedir. Bu belge, mirasçılara miras üzerindeki haklarını kanıtlayabilmeleri için gerekli olup, noterler veya Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından verilmektedir. Noterden Mirasçılık Belgesi Almak 1 Ekim 2011 itibarıyla noterler, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile entegrasyonlu bir sistem üzerinden mirasçılık belgesi düzenleyebilmektedir. Başvuru için gerekli belgeler şunlardır: • Başvuranın T.C. Kimlik Numarasını içeren kimlik belgesi, • Miras bırakan kişinin T.C.








