Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 157-159.maddelerinde düzenlenmiştir.
Dolandırıcılık, bir kimsenin hileli davranışlarla başka bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına, kendisinin veya başkasının yararına olacak şekilde menfaat sağlamasına denir. Dolandırıcılığın daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri kanun maddesinde çok sayıda düzenlenmiştir. Ayrıca ilgili kanun maddesinde dolandırıcılığın bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil etmek amacıyla işlenmesi halinde daha az cezaya hükmedileceği düzenlenmiştir. (TCK 159m).
SUÇTA KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Dolandırıcılık suçu mağdurun malvarlığına yönelik hileli davranışlar ile aldatmak suretiyle gerçekleşmektedir. Bu sebeple bu suçta malvarlığı hakkı, kişilerin irade özgürlüğü, iyi niyeti ve güveni ihlal edilmekte ve korunan hukuki değer olmaktadır.
SUÇUN UNSURLARI
A) Fail: Bu suçun faili herkes olabilir. Yani fail bakımından özgü bir suç değildir. Kanunun lafzından anlaşıldığı üzere, suç işleyen kişi ile yarar sağlanan kişinin aynı kişi olması zorunlu değildir. (TCK 157).
B) Mağdur: Bu suçun mağduru gerçek kişi olan herkes olabilir. Tüzel kişilerin organları veya temsilcileri aldatılırsa bunlar da mağdur olabilir yoksa tüzel kişiliğin kendisi mağdur olamaz. Dolandırıcılık suçunda mağdurun malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisinin bulunması ve suç aldatmak suretiyle gerçekleştiğinden yine mağdurun algılama yeteneğinin bulunması gerekmektedir. Sonuçta dolandırıcılık suçunda mağdurun iradesi önemli etkenlerden biridir. Fail hileli davranışlar ile mağdurun iradesini yanıltmaktadır. Bu sebeple algılama yeteneği hiç olmayan bir kimse bu suçun mağduru olamaz. Eğer diğer unsurları da varsa hırsızlık suçu meydana gelir. Ayrıca aldatılan kişi ile malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisi bulunan kişinin aynı olması gerekir.
C) Konu: Bir suçun konusunu failin hareketinin (fiilinin) yöneldiği şey ya da kişi oluşturur. Bu suçun konusu yarar elde etmektir. Bu yararın malvarlığına yönelik olması gerekmektedir. Bu yüzden manevi ya da duygusal olarak elde edilen menfaatler bu suçun konusunu oluşturmaz.
D) Fiil: Bu suçun fiil unsurunu mağduru kandırabilecek nitelikteki hileli davranışlar oluşturur. Dolandırıcılık serbest hareketli bir suçtur. İcrai davranışla işlenebileceği gibi ihmali davranışla da işlenebilmektedir. İhmal davranışla bu suçun oluşması karşı tarafın düştüğü yanlıştan failinin onu uyarmadan susması şeklinde gerçekleşir. İhmali davranışın hile kapsamında sayılabilmesi için kişinin hataya düşen karşı tarafı bilgilendirme yükümlülüğü olmalıdır. Yani garantör konumunda kişi olmalıdır. Kişinin dolandırıcılık suçu için başvurduğu hilenin mutlaka aldatıcı nitelikte olması gerekir yoksa suç oluşmayacaktır.
E) Netice: Netice unsuru failin mağduru hileli davranışlarla aldatması ve mağdurun zararına olacak şekilde kendisine veya başkasına yarar sağlaması ile gerçekleşir. Dolandırıcılık suçu tehlike değil zarar suçudur. Bu yüzden kanun koyucu failin hileli davranışı sonucu mutlaka bir zararın meydana gelmesini şart koşmuştur.
F) İlliyet bağı: Failin gerçekleştirdiği hileli davranış ile mağdurun aldanarak zarara uğramasına bağlı olarak fail veya bir başkasının elde ettiği yarar arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Mağdurun hataya düşmesi failin davranışları sonucu değil de mağdurun kendi kusurundan kaynaklanıyorsa bu suç oluşmayacaktır.
Dolandırıcılık suçu kasten işlenebilir. Doğrudan kast olabileceği gibi olası kastla da işlenebilir. Fakat failinin sadece hileli davranışı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi yetmez. Bilme ve isteme iradesinin failde mağdurun aldanacağı, aldanma sonucu mağdurun zararına failin veya başka bir kişinin yararına olacak şekilde sonuçlanacağı gibi unsurlarda da bulunması gerekir.
NİTELİKLİ HALLER
Dolandırıcılık suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri TCK 158., daha az cezayı gerektiren halleri TCK 159.maddelerinde düzenlenmiştir.
DAHA AĞIR CEZAYI GEREKTİREN HALLER
A) Suçun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi (m.158/1-a)
Dinin bir aldatma aracı olarak hile yapılarak kullanılması suretiyle haksız bir yarar elde edilmesi sonucu bu nitelikli hal meydana gelir. Bu nitelikli hal eski ceza kanununda düzenlenmemiştir.
B) Suçun kişinin, içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle işlenmesi (m.158/1-b)
Mağdurun içinde bulunduğu koşullar objektif olarak bakıldığında gerçekten tehlikeli durum veya şartlar olmalıdır. Mesela mağdurun geçirdiği bir trafik kazası ya da doğal
afet sonucu çaresizliğinden failin yararlanmak suretiyle aldatması örnek verilebilir. Fakat kişinin hile ile böyle tehlikeli ve zor bir durumda bulunduğuna inandırılması bu nitelikli hali oluşturmaz.
C) Suçun kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle işlenmesi (m.158/1-c)
Bu nitelikli halin uygulanması için mağdurun yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sarhoşluk gibi nedenlerle algılama yeteneğinin azalmış olması aranır. Fakat algılama yeteneğindeki azalmanın fail tarafından gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Mağdurun algılama yeteneğine hiç sahip olmaması durumunda kişinin aldatılmasından bahsedilemeyeceği için dolandırıcılık suçu oluşmaz.
D) Suçun, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi (m.158/1-d)
Kamu kurum ve kuruluşları, kamu meslek kuruluşları, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişilikleri toplumda güven duyulan müesseseler olmasından kaynaklı bunların araç olarak kullanılması nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Kurum ve kuruluşların araç olarak kullanılması yeterlidir, ek olarak bunların aleyhine bir zararın doğmuş olması aranmaz. Hiç zararın oluşmasına gerek yoktur gibi bir durum anlaşılmamalıdır zaten bu kurumlar araç olarak kullanılıp zarar mağdura verilecektir. Zararın bu müesseselere verilmesi halinde bu nitelikli hal oluşmaz. Aşağıda inceleyeceğimiz f fıkrasındaki nitelikli hal oluşur.
E) Suçun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesi (m.158/1-e)
Kamu kurum ve kuruluşlarının aldatılması mümkün olmayacağından bu kurumlarda çalışan gerçek kişiler bu nitelikli halin mağduru olabilir. Kamu kurum ve kuruluşları ise suçtan zarar görendir. Yukarıdaki d fıkrasında düzenlenen nitelikli halin aksine bu halde kamu kurumu veya kuruluşları mutlaka zarar görmelidir.
F) Suçun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi (m.158/1-f)
Günümüzde bilişim sistemlerinin ve teknolojinin getirdiği yeniliklerin insan hayatında artması ve yaygınlaşmasıyla bunların kötüye kullanımları da artmıştır. Bu sebeple bu konuda bir düzenleme yapma gerekliliği ortaya çıkmıştır.
https://www.tasci.av.tr/banka-hesabi-iban-kiralama-sucu-ve-cezasi-2025/
G) Suçun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi (m.158/1-g)
Basın deyiminden gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yayınların bütünü; yayın deyiminden ise basılıp satışa çıkarılan kitap gazete gibi okunan veya radyo, televizyon aracılığıyla halka sunulan duyurular anlaşılmalıdır.
Yayın organlarına ilan vermek, herhangi bir yolla basın araçlarını kullanmak suretiyle kişilerin hileli davranışlar ile dolandırılması sonucu bu nitelikli hal uygulanır. Fakat sadece ilan verilmiş olması, basın ve yayın aracının sadece mağdura ulaşmada kullanılmış olması nitelikli halin uygulanmasında yeterli olmayabilir. Bunların araç olarak kullanılmasının mağdurun hileli hareketler ile aldatılmasında kolaylık sağlamış olmalıdır. Yani basın ve yayın araçlarının sadece mağdura ulaşmak için araç olarak kullanılması bu nitelikli hali oluşturmaz.
H) Suçun tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyetleri kapsamında işenmesi (m.158/1-h)
Bu düzenleme tacirlerin, şirket yöneticilerinin, kooperatif yöneticilerinin güvenilirliğini sağlamak ve bunlara güven duyan kişileri korumak, güvenlerini boşa çıkarmamak amacıyla getirilmiştir. Bu nitelikli halin oluşması için tacirin ticari faaliyeti sırasında dolandırıcılık suçunu işlemesi gerekmektedir. Ticari faaliyeti dışında dolandırıcılık suçunun işlenmesi halinde suçun temel şeklinden cezalandırılacaktır. Kooperatif yöneticileri içinde aynı hususlar geçerlidir.
İ) Suçun, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyula güvenin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi
Serbest Meslek sahibi kişiler 193 sayılı gelir vergisi kanununun 66. Maddesinde düzenlenmiştir.
Gelir vergisi kanunu 65.maddesinin 2.fıkrasında serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.
Bu nitelikli halin uygulanması için dolandırıcılık suçunun serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleğini icra ettiği sırada ve mesleğinden dolayı kendisine duyulan güveni kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi gerekir.
j) Suçun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla açılması (m.158/1-j)
Kredi kurumu deyiminden banka olmamasına karşın, banka dışında kanunen borç para verme yetkisi olan kurumlar anlaşılmalıdır.
Bu nitelikli hal banka zimmeti suçu ile karıştırılmamalıdır. Banka zimmet suçunda belli kişiler fail olabiliyorken (banka yönetim kurulu başkanı ve üyeleri ile diğer mensupları), dolandırıcılık suçunda herkes fail olabilir. Banka zimmet suçunun konusunu görevleri nedeniyle kendilerine bırakılan ya da Muhafazaları, denetim ve sorumlulukları altında bulunan bankaya ait para ve sair varlıklar oluştururken, dolandırıcılık suçunda böyle bir özellik yoktur.
Bu nitelikli halde aldatılan, suçun mağduru iken, kredinin tahsisi halinde banka veya kredi kuruluşu suçtan zarar görendir.
K) Suçun sigorta bedelini almak maksadıyla işlenmesi
Bu nitelikli halde, failin sigorta bedelini alması zorunlu değildir. Aynı şekilde sigortanın türü de herhangi bir özellik arz etmez. Sigorta bedelini almak amacıyla sigorta şirketine gidene kadar yapılan hareketler, hazırlık hareketleri olarak değerlendirilir. Bu durumda nitelikli hal uygulanmadığı gibi dolandırıcılık suçu bile daha oluşmamış olur.
I) Suçun, kişinin kendisinin kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtmak veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemek suretiyle işlenmesi (m.158/1-ı)
Bu nitelikli halde failin kendisini kanun maddesinde sayılan ilgili niteliklere sahip bir kişi olarak tanıtması ve bu niteliklerin karşı tarafı aldatmada bir araç olarak kullanılmış olması gerekir.
M) Suçun, kamu görevlileriyle ilişkisi olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak işlenmesi (m.158/2)
TCK’nın 158.maddesinin 2.fıkrasında dolandırıcılık suçunun nitelikli hali olarak düzenlenen bu suç, eski Türk ceza kanununda nüfus ticareti başlığı altında düzenlenmişti.
Bu nitelikli halin uygulanması için;
1- Failin kamu görevlileriyle ilişkisinin bulunduğu ve onlar nezdinde hatırı sayıldığını açıklaması
2-Belli bir işin gördürüleceği vaadinde bulunması
Bu iki unsura ek olarak mağduru aldatarak kendisine veya başkasına yarar elde etmesi gerekir.
L) Suçun üç veya daha fazla kişiyle birlikte veya suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi (m.158/3)
Bu nitelikli halde birlikte işlenmesi ibaresinden anlaşılması gereken üç veya daha fazla kişinin müşterek fail olarak suçu işlemiş olmalarıdır. Ayrıca örgütün dolandırıcılık suçunu işlemesi amacıyla özel olarak teşkil edilmesi gerekli değildir. Zaten önceden beri var olan bir örgütün dolandırıcılık faaliyetinde kullanılması da mümkündür.
DAHA AZ CEZAYI GEREKTİREN NİTELİKLİ HAL
Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi (m. 159)
Birçok suç tipinde düzenlenen bu durum dolandırıcılık suçu içinde düzenlenmiştir. Tahsil edilen alacağın faile ait olması zorunlu değildir. Dolandırıcılık suçunun alacağa dayanan tahsil amacıyla işlenmesi, daha ağır cezayı gerektiren hallerden farklı olarak şikayete bağlı tutulmuştur.
HUKUKA AYKIRILIK UNSURU
Hukuka uygunluk bakımından herhangi bir özellik arz etmez. Genel hükümler uygulanır. Yalnız ilgilinin rızası gündeme gelebileceği düşünülebilir. Sonuç olarak mağdur kendi rızasıyla suçun konusu üzerinde tasarrufta bulunmaktadır. Fakat fail tarafından hileli davranışlar ile aldatılarak mağdurun iradesi sakatlanmış bulunmaktadır. Yani aslında kişinin kendi iradesi sonucunda vermiş olduğu bir rıza yoktur. Bu yüzden ilgilinin rızası bu suçta hukuka uygunluk sebebi olamaz.
ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEPLERİ VEYA CEZADA İNDİRİM YAPILMASINI GEREKTİREN ŞAHSİ SEBEP (M.167)
TCK’nın 167.maddesi yağma ve nitelikli yağma dışındaki suçlar için cezaya hükmolunamayacak haller düzenlemiştir. Bunlar şahsi cezasızlık sebepleridir.
Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
Kanun koyucunun bu düzenlemeyi yapmaktaki amacı aile kurumunun ceza muhakemesi ile zedelenmesini önlemektir.
Kanun koyucu aynı maddenin 2.fıkrasında cezada hükmolunacak fakat indirim yapılacak halleri düzenlemiştir. Bunlarda cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerdir.
2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
Kanun koyucu tarafında bu haller yağma ve nitelikli yağma hariç bütün suçlara uygulanması öngörülmüştür. bu yüzden dolandırıcılık suçunda da söz konusu olur.
CEZAYI KALDIRAN VEYA AZALTAN ŞAHSİ SEBEP OLARAK ETKİN PİŞMANLIK (M. 168)
Dolandırıcılık suçunda etkin pişmanlığın söz konusu olabilmesi için üç şart gerçekleşmelidir. Bunlar:
1-Suçun tamamlanmış olması: suçun icra hareketlerinin elde olmayan sebeplerle gerçekleşmemesi ya da icra hareketlerinin gerçekleşip neticenin meydana gelmemesi durumunda teşebbüs söz konusu olur. Teşebbüste kalmış suça etkin pişmanlık uygulanmaz.
Failin suçun icra hareketlerine başlayıp kendi isteği ile vazgeçmesi durumunda gönüllü vazgeçme söz konusu olur.
Yani etkin pişmanlığın söz konusu olabilmesi için suçun tamamlanmış olması gerekir.
2-Fail, suça azmettiren veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek, mağdurun uğradığı zararı aynen veya tazmin suretiyle gidermesi:
Kanun koyucu aynen geri verme veya tazmin etme halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun rızasını şart koşmuştur.
3-Hüküm verilmeden önce aynen iade veya tazminin sağlanması: Fail hüküm verildikten sonra etkin pişmanlık hükümlerinde yararlanamaz.
Ayrıca ilk derece mahkemesinde hüküm verilinceye kadar aynen iade ve tazminat mümkündür.
SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ:
A) Teşebbüs: suç hileli hareketler ile aldatma sonucunda haksız olarak menfaatin elde edilmesi sonucunda oluşur. Fakat hileli hareketlere başvurulup karşı taraf aldatılmaya çalışılmasına rağmen karşı tarafın aldanmaması durumunda suç teşebbüs aşamasında kalır. Yine bir engel yüzünden zararın doğmamış olması halinde de suç teşebbüs aşamasında kalır.
B) İştirak: özellik arz eden bir durum yoktur. İştirakle ilgili genel hükümler uygulanacaktır.
C) İçtima:Dolandırıcılık suçunu oluşturan hileli hareketlerin belgede sahtecilik yapılmak suretiyle işlenmesi halinde gerçek içtima söz konusu olacak ve her suç için ayrı ayrı cezalandırılacaktır. Aynı şekilde suçun suç işlemek için kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda da aynı sonuçlandırılacaktır.
Suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda bir kişiye karşı birden fazla işlenmesi durumunda zincirleme suçu hükümleri kullanacaktır. Yine suçun tek hareketle birden çok kişiye karşı işlenmesi halinde aynı neviden fikri içtima söz konusu olacaktır (TCK 43/2).
Birden fazla mağdura karşı ayrı fiillerle suçun işlenmesi durumunda mağdur sayısı kadar suç işlenmiş olacaktır.
SORUŞTURMA, KOVUŞTURMA USULÜ
Bu suç re’sen soruşturmaya tabidir. Yukarıda bahsettiğimiz üzere sadece tahsil amacıyla işlenen şekli şikayete tabidir.
YAPTIRIM
Dolandırıcılık suçunun basit şekli için bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para öngörülmüştür.
Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri için ise üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çevresinde işlenmesi halinde ceza bir kat arttırılır.
Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüştür.
Hırsızlık, güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarının işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (TCK 169m.)
GÖREVLİ MAHKEME
Dolandırıcılık suçunun basit şeklinin yargılaması asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir. Nitelikli halinin yargılaması ağır ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
Diğer Makalelerimize ulaşmak için
DOLANDIRICILIĞIN DİĞER BENZER SUÇ VE KABAHATLERDEN AYRIMI
Güveni kötüye kullanma suçu
Dolandırıcılık ile güveni kötüye kullanma suçunu birbirinden ayırmak oldukça zordur. Her iki suç tipinde de fail bir başkasına ait olan bir maldan yararlanmaktadır. Fakat güveni kötüye kullanma suçunda söz konusu mal maliki tarafından hür iradesi ile faile devredilmektedir. Dolandırıcılık suçunda da malın maliki kendi iradesi ile malı faile devretmektedir. Fakat mağdurun iradesi fail tarafından hileli davranışlar ile sakatlanmıştır.
Hırsızlık
Her iki suç tipide mal varlığına karşı işlenmesi bakımından benzerdir. Fakat önemli farklılıkları bulunmaktadır. Hırsızlık suçu sadece taşınır mallara karşı işlenebilirken, dolandırıcılık suçu hem taşınır hem taşınmaz mallara karşı işlenebilir. Dolandırıcılık
suçunda ne kadar sakatlanmış bir irade söz konusu olsa da malın maliki malı rızası ile devretmektedir. Hırsızlık suçunda ise malın malikinin rızasına aykırı olarak zilyetlik ele geçirilmektedir. Dolandırıcılık suçunda yarar sağlama maksadı aranır. Hırsızlık suçunda yarar sağlamış olmak aranmaz. Hırsızın yarar sağlamak maksadı ile hareket etmiş olması yeterlidir.
Yağma
Yağma suçunda kişi cebir ve tehdide başvurup kendisine yarar sağlamaktadır. Aynı şekilde dolandırıcılık suçunda da fail hileli davranışlar gerçekleştirmek suretiyle kendisine veya üçüncü bir kişiye menfaat sağlamaktadır. Bu yönden benzer oldukları söylenebilir. Fakat her iki suç tipinde başvurulan fiiller bakımında farklılık vardır.
Dilencilik kabahati: Dilencilik soyut yalana başvurup kişilerin vicdani duygularına hitap ederek karşılıksız bir yardım alınmasıdır. Bu yalana, hileye de başvurup sahte rapor düzenleyerek dilenme sırasında bu raporun gösterilmesi de dolandırıcılık suçunu oluşturur. Fakat fail sadece suçtan dolayı cezalandırılır. Bir fiilin hem suç hem kabahat oluşturması halinde fail sadece suçtan dolayı cezalandırılır (KK m.15/3).
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
Bu suç dolandırıcılık suçunun bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması nitelikli haline benzerlik göstermektedir. Fakat banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunda hile bilişim sitemlerine yönelik olarak başkasının zararına ve kendi veya başkasının yararına olacak şekilde gerçekleşmektedir. Fakat dolandırıcılık suçunda hileli davranış gerçek kişilere yönelik olarak başkasının zararına ve kendi veya üçüncü bir kişinin yararına olacak şekilde gerçekleşmektedir. Yani aradaki fark failin hileli davranışlarının kime karşı gerçekleştiğidir.
DOLANDIRICILIK SUÇUNDA EMSAL KARAR VE UYGULAMALAR
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2021/12822 Esas 2023/9470 Karar:
Mağduru arayarak kredi kart bilgilerini öğrenen sanığın katılan rızası hilafına kredi kartından harcama yapması üzerine dolandırıcılık suçu değil banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu oluşur.
Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/7075 Esas 2016/5030 Karar
Sanıkların para yatırıldıktan sonra bankaya giderek çekmeye çalışırken yakalandıklarından, eylemlerinin dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Y.13.CD, 02.10.2018 gün ve E:2017/2450, K:2018/12948 karar
“Hileli davranışlarla iradesi sakatlanan kişinin mağdur olması zorunluluğunun bulunmadığı, somut olayda sanığın hileli davranışları sonucunda tanığın iradesinin sakatlandığının anlaşılması karşısında… dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, suç vasfında yanılgıya düşülerek hırsızlık suçundan hüküm kurulması…”,
Ceza Genel Kurulu – 2017/732E – 2018/678K
‘’Otomatlar aracılığı ile sunulan ve bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten ödeme yapmadan yararlanmak, karşılıksız yararlanma suçunu oluşturmaktadır. Otomatlar aracılığı ile satışa sunulan hizmetlerden, otomatın teknik işleyişini devre dışı bırakan müdahalelerle, bedeli ödenmeksizin yararlanılması durumunda, ortada bir taşınabilir mal bulunmadığı için, hırsızlık suçu oluşmayacaktır. Örneğin, toplu taşıma sistemlerinde yolcuların geçişlerini kontrol eden otomatlara müdahale edilmek suretiyle ücret ödenmeksizin yolculuk yapılması durumunda, karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir. Burada, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü bu durumda herhangi bir kişi aldatılmamaktadır. Yapılan müdahale ile bir otomatın teknik işleyişinin devre dışı bırakılması durumunda da, bir hilenin varlığından söz edilemez. Çünkü, Dolandırıcılık suçu açısından hilenin varlığı için muhatabın mutlaka insan olması gerekir.’’
AVUKATIN ROLÜ
Dolandırıcılık suçları, ciddi sonuçlar doğurabilecek son derece karmaşık olabilen, hassas süreçlerdir. Böyle durumlarda, haklarınızı etkili biçimde savunabilecek bir avukattan destek almak büyük önem taşır. Sürecin her aşamasında yanınızda olacak bir hukuk desteğine ihtiyacınız varsa, bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bu linkten bize ulaşabilirsiniz : https://www.tasci.av.tr/iletisim/
Diğer Makalelerimize ulaşmak için : https://www.tasci.av.tr/makaleler/
Resmi Gazete: https://www.resmigazete.gov.tr/
Sık Sorulan Sorular (SSS)
Dolandırıcılık suçu nedir ve hangi durumları kapsar?
Dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kişi ya da kişilerin aldatılması, bunun sonucunda mağdurun ya da üçüncü şahısların zararına, failin ya da başkasının menfaatine hareket edilmesiyle oluşur. Bu düzenleme malvarlığına karşı işlenen suçlar kapsamında yer alır.
Suçun temel şartları nelerdir?
Suçun oluşabilmesi için: (1) failin hileli davranışta bulunması, (2) mağdurun bu hileyle aldatılması, (3) mağdurun ya da başkasının zarara uğraması, (4) failin ya da bir başkasının menfaat elde etmesi şartlarının bir arada bulunması gerekir.
Basit dolandırıcılık ile nitelikli dolandırıcılık arasındaki farklar nelerdir?
Basit dolandırıcılık hâlinde suçun cezası alt sınırı 1 yıl olan hapis ve adlî para cezasıdır. Nitelikli dolandırıcılıkta ise suçun işlendiği hâl özelikle; dinî duyguların istismarı, bilişim sistemlerinin kullanılması, banka-veya kredi kurumlarının araç yapılması gibi unsurlarla ağırlaştırılır ve ceza alt sınırı yükselir.
Nitelikli dolandırıcılık hâllerinde ceza ne kadardır?
Nitelikli hâllerde; hapis cezasının alt sınırı üç yıl olmak üzere 10 yıla kadar hapis ve ayrıca adlî para cezası mümkündür. Bazı bentlerde cezanın alt sınırı dört yıl olarak öngörülmüştür ve adlî para cezası suçtan elde edilen menfaatin en az iki katı olmalıdır.
Suç şikâyete tabi midir?
Basit dolandırıcılık suçunun genel hâli açısından şikâyete tabi olup olmadığı düzenlemeye göre değişebilir; ancak nitelikli dolandırıcılık suçunun kamu davası olarak re’sen soruşturulacağı kabul edilir. Hukuki ilişkiye dayalı alacağa yönelik işlenen dolandırıcılık hâlinde şikâyete bağlılık söz konusu olabilir.
Mağdur ne yapmalı, nasıl hak aramalı?
Mağdurun, hileli davranışlara ilişkin delilleri (mesajlar, banka dekontları, görüşme kayıtları, sözleşmeler) koruması gerekir. Derhal savcılığa suç duyurusunda bulunmalı, ayrıca malvarlığına yönelik tazminat talebi için hukuk mahkemesinde alacak davası açmayı düşünmelidir.

Henüz yorum yok.