İtirazın İptali Davası Nedir?
İtirazın iptali davası, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca, borçlunun ödeme emrine yaptığı itiraz nedeniyle duran ilamsız icra takibinin devamını sağlamak amacıyla açılan bir davadır. Alacaklı, açtığı itirazın iptali davasıyla, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın geçersiz sayılmasını sağlar ve bu sayede durmuş olan takip işlemleri kaldığı yerden devam eder.
İcra takibi ise, alacaklının icra müdürlüğüne başvurarak borçlu hakkında takip talebinde bulunması ve buna istinaden borçluya ödeme emri gönderilmesiyle başlar. Borçlu, ödeme emrine yasal süresi içinde – genellikle 7 gün içinde – itiraz ederse takip kendiliğinden durur. Takibin yeniden başlaması için alacaklı ya itirazın iptali davası açmalı ya da gerekli şartlar varsa itirazın kaldırılması yoluna gitmelidir.
İtirazın iptali davası genellikle, belgeye dayanmayan alacaklarda başvurulan bir yoldur. Bu tür takiplerde mahkeme kararı veya senet aranmaz; sadece para veya teminat alacağı yeterlidir.
Alacaklı, itirazın kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 1 yıl süre içerisinde dava yoluna gitmelidir. Bu süre hak düşürücü olup geçirilirse itirazın iptali mümkün olmaz, yalnızca genel hükümlere göre ayrı bir eda davası açılabilir.
İtirazın İptali Davası Ne Zaman ve Hangi Mahkemede Açılır?
İtirazın iptali davası, borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü niteliktedir. Sürenin kaçırılması halinde alacaklı artık bu yola başvuramaz; sadece genel hükümlere dayalı ayrı bir eda davası açabilir. Bu durumda mevcut icra takibi durmuş olarak kalır ve alacaklı, tahsil sürecine yeniden sıfırdan başlamak zorunda kalabilir. Bu nedenle sürelerin titizlikle takip edilmesi büyük önem taşır.
İtirazın iptali davaları, icra mahkemelerinde değil, genel görevli mahkemelerde açılır. Bu davalarda kural olarak görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Ancak eğer taraflar arasındaki ilişki bir ticari işten kaynaklanıyorsa ve her iki taraf da tacir ise, görevli mahkeme bu durumda Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır. Görevli mahkemenin doğru tespiti, dava sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için kritiktir.
Yetkili mahkeme ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesi gereğince genel yetki kuralına göre belirlenir. Buna göre dava, borçlunun yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Ancak taraflar arasında geçerli bir yetki sözleşmesi bulunuyorsa, yetkili mahkeme sözleşmede belirtilen mahkeme olabilir.
⏳ Sürelere Dikkat!
- Süre, itirazın alacaklıya tebliğiyle başlar.
- 1 yıldır.
- Hak düşürücüdür.
- Geçerse dava açma hakkı tamamen ortadan kalkar.
Bu nedenle alacaklıların, itiraz tebliğ olduktan sonra vakit kaybetmeden hukuki danışmanlık alması ve davayı süresi içinde açması büyük önem taşır.
İtirazın İptali Davasının Şartları Nelerdir?
İtirazın iptali davası açılabilmesi için bazı hukuki ve usuli şartların yerine getirilmiş olması gerekir. Bunları şöyle özetleyebiliriz:
- İlamsız icra takibi yapılmış olmalı: Bu dava sadece genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takiplerinde söz konusu olabilir. İlamlı takip ya da kambiyo senedine dayalı takipte itirazın iptali değil, başka yollar gündeme gelir.
- Borçlu süresinde itiraz etmiş olmalı: Borçlunun, ödeme emrine yasal süresi içinde (genellikle 7 gün) itiraz etmiş olması gerekir. Aksi halde zaten takip kesinleşir, davaya gerek kalmaz.
- İtirazın alacaklıya tebliğ edilmiş olması: Dava süresi, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde başlatılmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir.
- Alacaklı, alacağını genel hükümlere göre ispatlamalıdır: Davacı, borcun varlığını tanık, belge, fatura, sözleşme gibi delillerle ispat etmek zorundadır.
- Takip konusu alacak, para veya teminat alacağı olmalı: İlamsız icranın kapsamı gereği, itirazın iptali davası ancak bu tür alacaklar için mümkündür.
Bu koşullar sağlanmadan açılan davalar, usul eksiklikleri nedeniyle reddedilebilir ya da hedeflenen hukuki sonuç elde edilemeden sonuçlanabilir. Bu nedenle, dava açılmadan önce tüm şartların titizlikle değerlendirilmesi büyük önem taşır.
İtirazın İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
İtirazın iptali davası, genel hükümlere göre açıldığından görevli mahkeme genellikle Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Ancak alacağın türüne ve niteliğine göre istisnai hallerde Ticaret Mahkemesi ya da özel hukuk mahkemeleri de görevli olabilir.
Yetkili mahkeme ise, genel kural gereği borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir (HMK m.6). Takibe dayanak olan sözleşmede açık bir yetki sözleşmesi varsa, yetki bu sözleşmeye göre de belirlenebilir. Ancak uygulamada çoğu zaman icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde de dava açıldığı görülmektedir.
İtirazın İptali Davasında Taraflar Kimlerdir?
Davacı, ödeme emrine itiraz eden borçluya karşı takip başlatmış olan alacaklıdır. Davalı ise ödeme emrine süresinde itiraz ederek takibin durmasına sebep olan borçludur. Dava, tarafların temsilcileri aracılığıyla da açılabilir. Özellikle ticari nitelikli alacaklarda şirketler adına vekil sıfatıyla dava açılması yaygındır.
İtirazın İptali Davasında Süreç Nasıl İşler?
İtirazın iptali davası, borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliğinden sonra başlar. Alacaklı, bu tebliğden itibaren bir yıl içinde genel mahkemede dava açmalıdır. Dava dilekçesinde alacağın dayanağı, borç ilişkisinin nasıl doğduğu ve borçlunun itirazının haksız olduğu açıkça belirtilmelidir.
Mahkeme, dosyayı inceler ve genellikle duruşmalı yargılama yapar. Taraflar delillerini sunar; tanık dinlenebilir, yazılı belgeler incelenir. Alacaklı, alacağın varlığını ispat etmekle yükümlüdür. İspat edemezse dava reddedilir ve icra takibi düşer.
Eğer alacaklı, alacağını ispat ederse:
- Borçlunun yaptığı itiraz iptal edilir,
- Dava lehine sonuçlanır ve
- İcra takibi kaldığı yerden devam eder.
Bazı durumlarda mahkeme, borçlunun kötü niyetli olarak itiraz ettiğini tespit ederse, alacaklı lehine %20 oranında icra inkâr tazminatına da hükmedebilir.
İtirazın İptali Davasında %20 İcra İnkar Tazminatı Nedir?
İcra inkâr tazminatı, borçlunun haksız yere ödeme emrine itiraz etmesi halinde, alacaklının talebi üzerine mahkemece hükmedilen bir tür cezai tazminattır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereği uygulanır ve alacaklının korunmasına yöneliktir.
🔹 Şartları:
- Alacaklının davayı kazanması gerekir.
- Borçlunun kötü niyetli veya haksız yere itiraz ettiği mahkemece tespit edilmelidir.
- Alacaklı davada bu tazminatı açıkça talep etmelidir.
Mahkeme, bu koşulların gerçekleştiğini görürse, borçlunun itiraz ettiği alacak miktarının %20’sine kadar icra inkâr tazminatına hükmedebilir. Bu tazminat hem alacaklının zararını telafi eder hem de kötü niyetli borçlular için caydırıcı nitelik taşır.
❗️Dikkat:
- Bu tazminat, tacir olmayan kişiler açısından daha sık uygulanmaktadır.
- Borç kısmen kabul ediliyorsa, yalnızca haksız itiraz edilen kısım için tazminat hesaplanır.
İtirazın İptali ile İtirazın Kaldırılması Arasındaki Farklar
Her ikisi de borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazı bertaraf etmeye yönelik olsa da, itirazın iptali ve itirazın kaldırılması farklı prosedürlere ve şartlara dayanır.
İtirazın İptali Davası:
- Genel mahkemelerde (Asliye Hukuk vb.) açılır.
- Alacaklı, alacağını genel hükümlere göre ispat etmek zorundadır.
- Süresi: İtirazın tebliğinden itibaren 1 yıl.
- Belge şartı yoktur, borcun nedenini açıklamak yeterlidir.
İtirazın Kaldırılması:
- İcra mahkemesinde görülür.
- Alacaklı, elinde İİK m.68 veya 68/a kapsamında belge (örneğin noter tasdikli senet, fatura, imzalı borç ikrarı vb.) varsa başvurabilir.
- Süresi: İtirazın tebliğinden itibaren 6 ay.
- Takip daha hızlı sonuçlanır ama belge şartı arandığı için her alacaklı bu yola başvuramaz.
Özetle:
- Belgesiz alacaklar → itirazın iptali davası,
- Belgeye dayalı alacaklar → itirazın kaldırılması yoluna başvurmalıdır.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 2019/7826 E., 2020/4729 K.
“Davacı, borcun varlığını ispat edemediği takdirde dava reddedilmelidir. Yetersiz delil, icra takibinin devamı için yeterli görülmez. Borcun varlığının ispatı, açık ve net delillerle yapılmalıdır.”
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2017/5436 E., 2018/8849 K.
“Alacaklının açtığı itirazın iptali davasında alacak miktarının tamamı ispat edilmişse, borçlu hakkında %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekir.”
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 2016/14523 E., 2017/8745 K.
“Borçlunun takibe itirazında açık bir hukuki sebep olmadan itiraz ettiği sabit ise, kötü niyet kabul edilir ve inkâr tazminatına hükmedilmesi yerindedir.”
Bu kararlar doğrultusunda şunu net olarak söyleyebiliriz:
Mahkeme, belgesiz ya da dayanak içermeyen takiplerde alacaklıya doğrudan hak vermez. Alacaklı, her zaman borcun kaynağını açıkça ortaya koymalı ve gerektiğinde ispat etmelidir. Aksi takdirde, sadece takibe dayanarak itirazın iptali mümkün değildir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVA DİLEKÇESİ
[İLGİLİ] ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE
DAVACI : [Ad Soyad / Şirket Ünvanı]
VEKİLİ : Av. [Ad Soyad]
DAVALI : [Borçlunun Adı Soyadı]
KONU : Borçlunun ödeme emrine yapmış olduğu itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi talebimizdir.
AÇIKLAMALAR :
1. Müvekkil, davalı hakkında … TL tutarında alacak için … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatmıştır.
2. Davalı, ödeme emrine süresinde itiraz etmiş ve takip durmuş, müvekkil alacağını tahsil edemez duruma düşmüştür.
3. Davalı, borçlu olduğu halde kötü niyetli şekilde itiraz etmiştir. Alacak, [fatura / sözleşme / belge] ile sabittir.
HUKUKİ NEDENLER : İİK m.67 ve ilgili mevzuat
DELİLLER : İcra dosyası, sözleşme, fatura, tanık vs.
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle;
– Borçlunun itirazının iptaline,
– Takibin devamına,
– %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.
DAVACI VEKİLİ
Av. [İsim – İmza]
Avukatın Önemi ve Sonuç
İtirazın iptali davaları, her ne kadar “borcun varlığının ispatına” dayansa da; sürelerin kaçırılması, eksik delil sunulması veya usul hataları ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu tür davalarda bir borç ilişkisini ispatlamakla kalmazsınız, aynı zamanda icra hukukuna hâkimiyet de gereklidir. İstanbul İcra Avukatı için iletişime geçebilirsiniz.
Bu nedenle;
- Takip süreci başlatılırken,
- Ödeme emrine itiraz geldiğinde,
- Dava dilekçesi hazırlanırken ve deliller toplanırken
mutlaka alanında deneyimli bir icra avukatı ile çalışmak gerekir.
Özetle:
İtirazın iptali davası, borçlunun haksız itirazını ortadan kaldırmanın en etkili yoludur.
Ancak doğru strateji, ispat gücü ve yasal sürelere dikkat edilmediği takdirde, alacaklının kendi hakkından dahi olabilir.
Bu nedenle bu süreci profesyonel destekle yürütmek, hem maddi hem zamansal kayıpların önüne geçecektir.
Bu linkten bize ulaşabilirsiniz : https://www.tasci.av.tr/iletisim/
Diğer Makalelerimize ulaşmak için : https://www.tasci.av.tr/makaleler/
Resmi Gazete: https://www.resmigazete.gov.tr/
SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)
İtirazın iptali davası ne kadar sürede sonuçlanır?
Davanın yoğunluğa ve mahkemeye göre değişmekle birlikte ortalama 6 ay ile 1 yıl arasında sonuçlanmaktadır.
İtirazın iptali davası kazanılırsa ne olur?
Borçlunun yaptığı itiraz iptal edilir ve icra takibi kaldığı yerden devam eder. Şartlar oluşursa borçlu aleyhine %20 icra inkâr tazminatına da hükmedilir.
İtirazın iptali davasında tanık dinlenir mi?
Evet, eğer yazılı delil yeterli değilse, mahkeme tanık dinlemeyi kabul edebilir. Ancak borç ilişkisi tanıkla ispat edilebilecek nitelikte olmalıdır.
İtirazın iptali davası açmak için elimde belge olması şart mı?
Hayır. Elinizde noter senedi gibi güçlü bir belge yoksa da bu dava açılabilir. Ancak borcun varlığını başka yollarla ispat etmeniz gerekir.
Borçlu itiraz ettikten sonra borcu öderse yine de dava açmak gerekir mi?
Borç tam ve süresinde ödendiyse, dava açmaya gerek kalmaz. Ancak kısmi ödeme varsa ve kalan tutar için takip devam edecekse dava açılabilir.
İtirazın iptali davası nerede açılır?
Genel yetki kuralı gereği borçlunun yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde açılır.

Henüz yorum yok.