Hukuki uyuşmazlıklarda her zaman tek ve net bir talep ileri sürmek mümkün olmaz. Bazen davacı, birden fazla seçeneği olan, ama önceliğini belirlediği taleplerini aynı anda gündeme getirmek isteyebilir. Örneğin bir taşınmazın mülkiyetini isteyen kişi, bu talebi kabul edilmezse alternatif olarak ödediği bedelin iadesini talep edebilir. İşte böyle durumlarda, hem hukuki güvenceyi hem de usul ekonomisini sağlayan özel bir dava türü vardır: terditli dava.
Bu dava türü, hem davacının taleplerini sıralı ve koşullu şekilde ileri sürebilmesine imkân tanır, hem de mahkemeye somut olayla orantılı bir değerlendirme alanı yaratır. Uygulamada sıkça karşılaşılsa da, şartlarının tam olarak bilinmemesi nedeniyle zaman zaman usul hatalarıyla karşılaşmak mümkündür. Bu yazıda terditli davayı tüm yönleriyle inceleyecek, dayandığı hukuki temeli, şartlarını, avantajlarını ve dikkat edilmesi gereken noktaları detaylandıracağız.
Terditli Dava Nedir?
Terditli dava, davacının aynı davalı aleyhine, birbirini tamamlayan ya da alternatif oluşturan birden fazla talebini, öncelik sırasına göre düzenleyerek tek bir dava dilekçesiyle mahkemeye sunmasıdır. Bu davada esas amaç, öncelikle davacının asıl talebinin değerlendirilmesidir. Ancak mahkeme bu talebi reddederse, davacının ikinci sıraya koyduğu ferî talebi ele alınır.
Bu tür bir dava açıldığında, davacı “öncelikli olarak A talebimi istiyorum, eğer bu kabul edilmezse B talebimin değerlendirilmesini talep ediyorum” demektedir. Örneğin, bir davacı, öncelikle eser sözleşmesinin geçerliliğinin devam etmesini talep eder; eğer bu mümkün olmazsa, sözleşmenin feshiyle birlikte maruz kaldığı zararların tazmin edilmesini isteyebilir. Bu durum, dava dilekçesinde açıkça belirtilmeli ve talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağ bulunmalıdır.
Bu yönüyle terditli dava, klasik anlamda birden fazla talepli davadan farklıdır. Çünkü taleplerin aynı anda değil, öncelik sırasına göre ve birbirine bağlı şekilde incelenmesi esastır. Mahkeme, asıl talebi kabul ederse ferî talepleri hiç incelemez; ancak asıl talep reddedilirse ikinci talep gündeme gelir. Bu sıralı yapı, dava sürecinin sistematik ve kontrollü işlemesini sağlar.
Terditli Dava ile İlgili Mevzuat (HMK m. 111)
Terditli davaya ilişkin yasal düzenleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 111. maddesinde yer alır. Madde açık bir şekilde, aynı davalıya karşı, aynı davada, sıralı ve alternatifli taleplerin ileri sürülebileceğini hükme bağlar. Bu düzenleme hem davacının hukuki korunmasını genişletir hem de mahkemeye daha esnek bir değerlendirme imkânı tanır.
HMK m. 111 şu şekildedir:
“Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında hukuki veya ekonomik bağlantı bulunması koşuluyla, asıl ve ferî sıralamasına göre terditli olarak ileri sürebilir. Mahkeme, önce asıl talebi değerlendirir; bu talebin reddi hâlinde diğer talebi incelemeye alır.”
Buradan çıkarılan en önemli sonuç şudur:
Talepler arasında hukuki ya da ekonomik bir bağlantı bulunmadığı durumlarda, terditli dava açılamaz. Bu bağı kurmak, davacının sorumluluğundadır. Dilekçede hangi talebin öncelikli olduğu açıkça belirtilmeli, aralarındaki bağ açıkça gösterilmelidir. Aksi hâlde mahkeme taleplerden birini “ayrı dava konusu” olarak değerlendirerek reddedebilir veya usulden eksiklik gerekçesiyle dilekçeyi iade edebilir.
Ayrıca, HMK m. 111 sayesinde daha önce öğretide tartışmalı olan “koşullu talep” kavramı da netlik kazanmıştır. Artık bir talebin kabul edilmemesi hâlinde ikinci talebin değerlendirilmesi, doğrudan yasayla korunan bir hak haline gelmiştir.
Bu yasal altyapı, hem uygulamaya yön verir hem de terditli dava açacak kişiler için bir kontrol listesi işlevi görür. Bir sonraki başlıkta, bu kontrol listesinde en çok dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri olan asli ve ferî talep ilişkisini ele alacağız.
Asli ve Ferî Talep Arasındaki İlişki
Terditli davanın temel yapısı, asli ve ferî taleplerin net ve açık şekilde ortaya konmasına dayanır. Bu sadece bir sıralama değil, aynı zamanda mahkemenin hangi talebi ne zaman değerlendireceğini belirleyen usulî bir zorunluluktur.
Asli talep, davacının öncelikle istediği; kabul edilirse başka bir talep ileri sürmeyeceği talebidir.
Ferî talep ise, ancak asli talep reddedilirse gündeme gelen ikinci seçenektir. Bu ikincil talep de tek başına dava edilebilir nitelikte olmalıdır.
Örneğin: Davacı, bir taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu iddia ediyorsa, asli talebi tescildir. Ancak bu talep reddedilirse, ferî talep olarak bedel iadesini gündeme getirebilir.
Önemli olan, talepler arasında mutlaka hukuki ya da ekonomik bir ilişkinin bulunmasıdır. Bağlantı yoksa, talepler terditli dava kapsamında değerlendirilemez ve dava usulden reddedilebilir.
Terditli Dava Açılabilmesinin Şartları
Terditli dava açılabilmesi için, talepler arasında hukuki ya da ekonomik bir bağın mevcut olması şarttır. Bu bağlantı, aynı sözleşmeden ya da olaydan doğan istemler arasında kurulur. Ayrıca davacının, taleplerini açıkça sıralaması, hangi talebin asli, hangisinin ferî olduğunu net biçimde belirtmesi şarttır.
Bir diğer önemli koşul ise, ferî talebin tek başına da dava konusu yapılabilecek nitelikte olmasıdır. Yani mahkeme, asli talep reddedildiğinde ferî talep hakkında da karar verebilecek durumda olmalıdır.
Son olarak, talepler aynı davalıya yöneltilmiş olmalıdır. Farklı davalılara karşı terditli dava açılması mümkün değildir.
Terditli Davanın Avantajları ve Uygulama Pratikleri
Terditli dava, birden fazla ihtimali olan durumlar için etkili bir çözümdür. Davacı, taleplerini öncelik sırasına göre sunarak hem hak kaybı riskini azaltır, hem de tek dava ile alternatif sonuçlara ulaşma imkânı elde eder.
Bu dava türü, özellikle ihtilafın farklı sonuçlara bağlanabileceği durumlarda tercih edilir: işe iade vs. tazminat, tescil vs. bedel iadesi gibi. Pratikte, terditli dava yönteminin kullanılması zaman tasarrufu sağlar, masrafları düşürür ve mahkemeye daha düzenli bir çözüm sunma imkânı verir.
Kısacası, terditli dava, belirsizlik karşısında dikkatli düşünülmüş hukuki bir strateji kurmak isteyenler için önemli bir araçtır.
Tüm makalelerimizi incelemek için buraya tıklayın.
Hangi Durumlarda Terditli Dava Açılamaz?
Her ne kadar terditli dava önemli kolaylıklar sunsa da, bazı durumlarda bu dava türü kullanılamaz. Öncelikle, talepler arasında hukuki ya da ekonomik bir ilişki bulunmadığı takdirde, terditli dava açılamaz. Örneğin biri kira alacağı, diğeri haksız fiil tazminatı olan iki farklı talebi sıraya koymak hukuken terditli davaya elverişli değildir.
Ayrıca farklı davalılara yöneltilen talepler arasında terditli yapı kurulamaz. Terditli dava, sadece aynı kişiye karşı yöneltilmiş alternatifli talepleri kapsar. Yani bir talep babaya, diğer talep oğula yönelikse bu ayrı davalarda ileri sürülmelidir.
Bir başka sınırlama da, ferî talebin bağımsız bir dava konusu olacak nitelikte olmaması durumudur. İkinci talep, yalnızca ilk talebin kabul edilmesi halinde anlamlı hale geliyorsa, bu durum klasik anlamda terditli dava yapısına girmez.
Yargıtay Kararları Işığında Terditli Dava Uygulaması
Yargıtay, terditli davalarda taleplerin açık, mantıklı bir sırayla ve gerekçeleriyle birlikte sunulmasının zorunlu olduğunu sürekli vurgulamaktadır. Özellikle 2018 sonrası kararlarında, dava dilekçesinde asli ve ferî taleplerin net bir şekilde belirtilmemesini usul yönünden bir hata olarak değerlendirmektedir.
Yine Yargıtay içtihatlarında, terditli yapı içinde yer alan ikinci talebin mahkeme tarafından göz ardı edilmemesi gerektiği belirtilir. Asli talep reddedilmişse, ferî talep hakkında ayrıntılı ve açık bir gerekçeyle hüküm kurulması zorunludur.
Bu kararlar, davacıların dilekçe yazımına gösterdiği özenin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Sık Sorulan Sorular (SSS)
Terditli davada iki talep birden mi incelenir?
Hayır. Mahkeme önce asli talebi inceler. Eğer reddedilirse, ancak o zaman ferî talep gündeme gelir.
Asli ve ferî talebi dilekçeye yazmazsam ne olur?
Talepler net ve sıralı biçimde belirtilmezse dava usulden reddedilebilir veya dilekçe iade edilir.
Farklı kişilere karşı terditli dava açılabilir mi?
Hayır. Terditli dava, yalnızca aynı davalıya karşı yöneltilen alternatif taleplerle mümkündür.
Yargı harçları nasıl hesaplanır?
Dava harcı, asli talep üzerinden alınır. Ferî talep için hüküm kurulursa, o aşamada ek harç doğabilir.
Her dava terditli açılabilir mi?
Hayır. Talepler arasında hukuki veya ekonomik bağ olmalı ve ferî talep bağımsız dava konusu olabilmelidir.
Sonuç – Hukuki Stratejide Terditli Davanın Önemi
Terditli dava, özellikle belirsizlik barındıran ya da birden fazla olasılığa göre hak talep edilen durumlar için oldukça işlevseldir. Davacının taleplerini sıralı ve planlı biçimde sunmasını sağlarken, mahkemeye de sistemli bir inceleme imkânı tanır.
Ancak bu stratejik araç, doğru kullanılmadığında ciddi hak kayıplarına neden olabilir. Bu nedenle terditli dava açmadan önce hukuki bağların net şekilde kurulması, dilekçenin özenle hazırlanması ve mümkünse bir avukat rehberliğinde hareket edilmesi büyük önem taşır.

Henüz yorum yok.