Tazminat Hukuku 2025

Tazminat Hukuku

Tazminat Hukuku

Tazminat, Tazminat hukuku, bir kişi ya da kurum tarafından maruz kalınan haksız fiiller veya diğer sebeplerle ortaya çıkan zararların giderilmesini amaçlayan davaları kapsar. Tazminat davaları genellikle haksız fiil veya sözleşme ihlali nedeniyle açılır.

  • İş Kazası Kaynaklı Tazminatlar: Çalışma ortamında meydana gelen kazalar sonucu işverenin sorumluluğuna dayalı talepler.
  • Trafik Kazalarından Doğan Tazminatlar: Kazaya karışan tarafların kusur oranına göre maddi ve manevi zararların tazmini.
  • Sözleşme İhlallerinden Kaynaklanan Tazminatlar: Taraflar arasında yapılan anlaşmaların yerine getirilmemesi durumunda ortaya çıkan zararların tazmini.
  • Tıbbi Hata (Malpraktis) Nedeniyle Açılan Davalar: Sağlık çalışanlarının hatalı tedavi uygulamaları nedeniyle hastaların uğradığı zararların karşılanması.
  • Boşanma Sonrası Tazminat Talepleri: Evliliğin sona ermesiyle maddi ve manevi kayıpların giderilmesine yönelik davalar.
  • Kişilik Haklarının İhlali Sonucu Açılan Davalar: Hakaret, iftira veya özel hayatın gizliliğinin ihlali gibi durumlarda zarar gören tarafın hak arayışı.
  • Fikri ve Sınai Hak İhlallerinden Kaynaklanan Tazminatlar: Telif hakkı, marka ve patent ihlalleri nedeniyle açılan davalar.
  • Haksız Fiilden Doğan Tazminatlar: Kasıtlı veya ihmalkâr eylemler sonucu başkalarına verilen zararların tazmini.

Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Genel Esasları

Tazminat davaları, maruz kalınan maddi veya manevi zararların tazmini amacıyla açılan davalardır.

Dava Açma Süresi / Zamanaşımı

Tazminat davasının zamanaşımı süresi, sebebe göre değişir. Eğer tazminat davası, suç teşkil eden bir fiile dayanıyorsa (iş kazası, trafik kazası, doktor hatası vb.), ceza kanunundaki dava zamanaşımı süresi geçerli olur. Ceza davası devam ediyorsa, uzamış dava zamanaşımı devreye girer ve tazminat davası açılmaya devam edilebilir.

  • Haksız Fiil Zamanaşımı: Haksız fiiller (trafik kazası, iş kazası, doktor hatası vb.) için zamanaşımı, fiilin ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl, her durumda en fazla 10 yıldır (Borçlar Kanunu md. 72/1). Eğer fiil suç sayılıyor ve ceza hukuku zamanaşımı süresi daha uzun ise, tazminat davasında da bu süre uygulanır.
  • Boşanma Sonrası Tazminat Talepleri: Boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde maddi ve manevi tazminat talepleri yapılmalıdır (Medeni Kanun md. 178).
  • Sözleşme İhlali Durumunda: Sözleşme ihlali nedeniyle açılacak davalarda genel zamanaşımı süresi 10 yıldır (Borçlar Kanunu md. 146).
  • Trafik Kazaları: Trafik kazaları, taksirle işlenen haksız fiiller olup, genel zamanaşımı süreleri geçerlidir. Karayolları Trafik Kanunu’na göre tazminat davası, kazanın ve failin öğrenilmesinden itibaren 2 yıl içinde, her durumda en fazla 10 yıl içinde açılmalıdır (Karayolları Trafik Kanunu md. 109). Ölüm veya yaralanma durumunda ceza kanunundaki dava zamanaşımı süresi daha uzun ise, bu süre uygulanır.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Maddi ve manevi tazminat davaları, genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahındaki asliye hukuk mahkemesinde açılabilir. Eğer davalı tüzel kişiyse (şirket, vakıf, dernek vb.), dava tüzel kişiliğin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür (HMK md. 6). Birden fazla davalı varsa, davalılardan herhangi birinin yerleşim yerindeki mahkeme yetkilidir (HMK md. 7). Örneğin, trafik kazasına neden olan sigorta şirketinin merkezi İstanbul/Çağlayan, araç sahibinin adresi İstanbul/Bakırköy ve şoförünün adresi İstanbul/Kartal ise, dava bu üç yerden herhangi birinde açılabilir.

  • Sözleşme İhlali Durumunda Yetkili Mahkeme: Sözleşme ihlali nedeniyle açılacak davalar, davalının yerleşim yerindeki mahkemelerde açılabileceği gibi, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir (HMK md. 10).
  • Haksız Fiilden Kaynaklanan Davalar: Trafik kazası, iş kazası, doktor hatası vb. haksız fiillerden doğan tazminat davaları, aşağıdaki mahkemelerde de açılabilir (HMK md. 16):
    • Fiilin Gerçekleştiği Yer Mahkemesi: Haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi yetkilidir.
    • Zararın Meydana Geldiği Yer Mahkemesi: Eğer zarar, fiilin işlendiği yerden farklı bir yerde meydana gelmişse, mağdur zararının oluştuğu yerde dava açabilir. Örneğin, İstanbul’da bilişim sistemiyle İzmir’deki bir şirkete zarar verilmişse, hem İstanbul hem de İzmir mahkemeleri yetkilidir.
    • Mağdurun İkametgahı: Zarar gören kişi, ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde de dava açabilir. Örneğin, Balıkesir’de iş kazası geçiren ancak İstanbul’da yaşayan bir kişi, davasını İstanbul’da da açabilir.
  • Ticari Uyuşmazlıklarda Yetkili Mahkeme: Ticari işlemlerden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir.

Manevi Tazminatın Kısmen veya Tamamen Reddi Halinde Karşı Vekalet Ücreti Sorunu

Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hükmedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenir. Bu belirleme yapılırken avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi dikkate alınır.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3. maddesine göre, manevi tazminat davasının tamamen reddedilmesi hâlinde, avukatlık ücreti tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu olarak hükmedilir.

Aynı tarifenin 10. maddesi gereğince, manevi tazminat davasının kısmen reddedilmesi durumunda, karşı taraf avukatı lehine hükmedilecek ücret, davacı avukatı lehine belirlenen ücreti aşamaz. Ayrıca, tarifedeki “ücretlerin üçüncü kısmına göre belirlenmesi” esasını düzenleyen 13. madde uyarınca, hukuki yardımın konusu para ya da parayla ölçülebilir bir değer taşıyorsa, avukatlık ücreti, ilgili mahkemeye göre tarifede öngörülen maktu ücretlerin altına düşmeyecek şekilde belirlenir ve hükmedilen ücret, kabul veya reddedilen talep miktarını geçemez.

14 Mart 2025 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanan iptal hükmü ile AYM manevi tazminat davalarında karşı taraf vekalet ücretine ilişkin hüküm iptal olmuştur.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 326. maddesinin 2. fıkrası, manevi tazminat davaları açısından Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 13. ve 36. maddelerine aykırı bulunarak iptal edildi.

Kararda, manevi tazminat davası açan kişinin, hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını önceden öngörmesinin mümkün olmadığı vurgulanarak, talebin hangi oranda haklı bulunacağının belirsizliği nedeniyle mahkemeye erişim hakkının sınırlanmasının, manevi tazminat davaları bakımından kanunilik şartını sağlamadığı ifade edildi. Ayrıca, tazminat miktarının hâkimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bu tür davalarda, yargılama giderleri konusunda özel bir düzenleme bulunmadığı da karara gerekçe olarak gösterildi.

Tamamen reddi halinde; manevi tazminat talebinin tamamen reddedilmesi hâlinde de artık davacı aleyhine karşı vekâlet ücretine hükmedilmeyecek. AYM’nin iptal gerekçesi, tazminat tutarının hâkimin takdirine bağlı olması ve mahkemeye erişim hakkının sınırlanamayacağı yönündeydi. Dolayısıyla, artık davanın tümden reddedilmesi de davacı için ek bir mali külfet doğurmayacak.

İptal kararı, 9 ay sonra yürürlüğe girecek.

Yukarıda, tazminat hukukuna ve davalarına ilişkin genel esaslar belirtilmiştir. Bilinmelidir ki her tazminat konusu uygulamada farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple tazminat davaları titizlik gerektiren, detaylı ve hukuki açıdan önemli bir süreçtir.

Uygulamada burada bahsettiklerimizin ötesinde farklı hukuki sorunlarla da karşılaşılabilir. Bu tür durumların doğru analiz edilmesi ve en etkili hukuki çözümlerin üretilmesi için mutlaka bir bir avukattan profesyonel destek alınmalıdır. Böylece süreç daha sağlam bir hukuki zeminde yürütülebilir ve olası riskler en aza indirilebilir. 

 

Bu linkten bize ulaşabilirsiniz : https://www.tasci.av.tr/iletisim/

Diğer Makalelerimize ulaşmak için : https://www.tasci.av.tr/makaleler/

Resmi Gazete: https://www.resmigazete.gov.tr/

 

 

 

Henüz yorum yok.

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Call Now Button